USULSÜZ TEBLİGAT (III)

Ä°lgili resim

Tebligatların, Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmemesi ve/veya tebliğ edilmemesi halinde usulsüz tebligatın söz konusu olacağından bir başka yazımızda bahsetmiştik.(Bkz. Diğer Yazımız…)

Tebligatın usulüne uygun şekilde yapıldığından bahsedebilmek için; Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca, öncelikle muhatabın bilinen en son adresine gönderilmesi gerekmektedir. Bahsi geçen adrese tebliğin mümkün olmaması halinde ancak muhatabın mernis adresine tebligat yapılabilecektir. Peki mernis adresi neresidir? Mernis adresi, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi olup; bu adresin varlığı halinde ayrıca başka bir adres araştırması yapılmasına gerek bulunmayacaktır.

Burada aydınlatılması gereken bir başka husus da, tebligatın muhatabın bilinen en son adresine yapılabilmesi veya yapılamaması halinde tebligat mazbatasının tebliğ memuru tarafından nasıl düzenlenmesi gerektiğine ilişkindir. Buna göre; tebligat memuru, tebliğin kime yapıldığını ve tebliğ muhatabından başkasına yapılmış ise o kimsenin adını, soyadını, adresini ve 22’nci madde gereğince tebellüğe ehil olduğunu, tebliğin nerede ve ne zaman yapıldığını, 21’inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi mazbataya yazmalı ve tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun imzası ile kendi adı, soyadı ve imzasını da mutlaka eklemelidir. Burada adreste bulunmama sebebinin araştırılması da ayrıca önem arz etmektedir. Zira bu konuda da anılan Kanun ve Yönetmelik gereğince tebliğ memuruna yükümlülük atfedilmiştir.

Muhatap bilinen en son adresinde sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekmektedir. Bu noktada, muhatabın yeni adresinin tebliğ memurunca tespit edilebilmesi veya edilememesi şeklinde bir ayrım ortaya çıkacaktır.

  • Muhatabın yeni adresinin tespit edilememesi halinde; tebligat evrakı, tebligatı çıkaran mercie geri gönderilecektir.
  • Muhatabın yeni adresinin tespit edilebilmesi halinde; yeni adres, tebliğ memurunun tevzi bölgesi dâhilindeyse tebligat o adrese yapılacaktır. Aynı PTT merkezinin diğer bir tevzi bölgesinde veya başka bir PTT merkezinin tevzi bölgesi içinde olursa, tebliğ evrakı yeni adreste tebliğinin temini için memur tarafından bağlı olduğu merkeze iade edilecektir.

Muhatap gösterilen adreste geçici olarak bulunmazsa, tebliğ memuru, muhatabın ne sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazmalıdır. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırmalı ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana vermelidir. Bu kişiler, tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Ancak beyanda bulunan kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları ve tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazacak, imzalayacak ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edecek ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştıracaktır.

Tebligatın muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine yapılamaması halinde ise; tebliğ memuru, muhatabın,

  • Aslında mernis adresinde bulunuyor olmasına rağmen tebliğ anında o adreste mevcut olmaması,
  • tebellüğden kaçınması,
  • gösterilen adreste hiç oturmamış veya bu adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi tebligatın muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine bu husus meşruhat verilerek çıkarılması

durumlarında tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclisi üyesinden birine ya da kolluk amir veya memuruna imza karşılığında teslim edecektir ve anılan Yönetmelik’in ekinde yer alan 2 no’lu örneğe uygun şekilde düzenlenen ihbarnameyi mernis adresindeki kapıya yapıştıracaktır.

Muhatabın esasında mernis adresinde bulunuyor olmasına rağmen tebliğ anında o adreste mevcut olmaması durumunda tebliğ memuru, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirimde bulunmalıdır. Ancak muhatap, gösterilen adreste hiç oturmamış veya bu adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi tebligatın muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine bu husus meşruhat verilerek çıkarılması şeklinde bir durum söz konusu ise, tebliğ memurunca muhatabın adreste bulunmama sebebinin araştırılması gerekmeyecektir.

Usulsüz tebligatın varlığını nasıl anlayacağımıza ilişkin bir çalışmamız daha mevcuttur. Lütfen bakınız. (Bkz. İlgili Yazımız…)

                                                                                                                                                     Hukuk Desteği                                 

iletisim: [email protected]

One thought to “USULSÜZ TEBLİGAT (III)”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir