AİLE HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN YÜKÜMLÜLÜĞÜN İHLALİ

Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) 233. maddesinde “Aile Düzenine Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. İlgili suç, TCK madde 233’te Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.Velayet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadi sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddi ve manevi özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Madde metninden de görüleceği üzere ilk fıkrada; bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi bir başka deyişle yükümlülüklerin ihmali suretiyle suç oluşmaktadır. Aşağıda Yargıtay kararlarından suça ilişkin örnekler sunmak isteriz;

“…TCK’nın 233/1. maddesindeTCK’nın 233/1. maddesinde düzenlenen suçta, aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünün ihlalinin yaptırıma bağlandığı, katılanın iddiasına konu hususun ise eğitim yükümlülüğünün ihlali kapsamında kaldığı ve dosya kapsamında iddia ile ilgili bir araştırmanın yapılmadığı, katılanın orta öğretim çağında olduğu dikkate alındığında, suç tarihinden sonra okulu devam edip etmediği araştırılarak elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/10600 K.)

“…Suça sürüklenen çocuğun Trabzon Doğum Hastanesinde evlilik dışı ilişkiden meydana gelen bebeğini doğurduktan sonra aynı gün bebeği hastanede ablası olan tanık A..C..’ye bırakarak kaçması ve bir daha geri almaması şeklinde gerçekleşen eyleminde, suçun yasal unsuru olan, “kendi haline terk” unsuru gerçekleşmediği için terk suçu oluşmamış ise de, suça sürüklenen çocuğun mağdura karşı bakım, eğitim ve destek olma yükümlülüğünü ihlal etmesi karşısında, eyleminin TCK’nın 233. maddesinde düzenlenen aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçunu oluşturup oluşturmayacağı kararda tartışılmadan, eksik kovuşturma, yetersiz gerekçe ve hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (sanığın TCK 97. maddede düzenlenen terk suçu ile) cezalandırılması hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2015/39358 K.)

Madde metninin ikinci fıkrasında, hamile olduğunu bildiği eşini ya da kendisinden hamile kalmış olduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk etmek suç olarak düzenlenmiş olup son fıkrada ise çocukların ahlak, güvenlik ve sağlığını ağır bir biçimde tehlikeye sokmak şeklinde suçun oluşacağı hükme bağlanmıştır.

Suç şikayete tabi bir suç değildir. Son olarak ekleyelim, yargılamalarda ilgili suçun olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir