KİRACI VE KİRAYA VEREN ARASINDAKİ CEZA DOSYASININ KİRA SÖZLEŞMESİNE ETKİSİ

Bir önceki yazımızda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 316. maddesinden hareketle, kiracının kira sözleşmesini ihlal etmesi halinde sözleşmenin akıbetinin ne olacağı hususunda açıklamalarımıza yer vermiş, kiracı ve kiraya veren arasında fiziki yahut sözlü şiddet, ihtilaf, açılmış dava ya da soruşturma dosyaları olmasının Yargıtay uygulamasında madde 316 kapsamında değerlendirildiğini ve kira sözleşmesinin mehil verilmeksizin feshi ile […]

Devamını Oku

ANLAŞMALI BOŞANMADA MAL PAYLAŞIMI

Boşanma, geçerli olarak kurulmuş olan bir evlenmenin eşlerin sağlığında kanunda öngörülen sebep ve koşullara dayanarak mahkeme kararıyla sona erdirilmesidir. (Ömer Uğur Gençcan, 6100 sayılı HMK Hükümlerine Göre Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, 113.sf) Anlaşmalı boşanma ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) 166. madde 3. fıkrasında  “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte […]

Devamını Oku

TEMYİZ NEDİR?

Temyiz, Bölge Adliye Mahkemesi (“BAM”) hukuk ya da ceza dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı yasa ve usul yönünden denetim yapılması için başvurulan ikinci derece kanun yoludur. Temyiz, istinaf gibi yeni düzenlenen bir kanun yolu olmayıp; mevcudiyetinin çok eski tarihlere dayanmakta olduğunu belirtmek isteriz. İstinafın ne […]

Devamını Oku

EŞLERİN TASARRUF YETKİSİNİN KISITLANMASI

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) 193. maddede “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğer ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlemi yapabilir.” denmektedir. Buna göre eşlerin diğer ve üçüncü kişilerle yaptıkları hukuki işlemlerde işlem serbestisi ve eşitlik prensibi benimsenmiş olup bu durumun evlilik birliğinin korunmasına yönelik birtakım istisnaları mevcuttur. Söz konusu istisnalardan biri […]

Devamını Oku

MÜTESELSİL BORÇLARDA ZAMANAŞIMI

Müteselsil borç 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) “A. Müteselsil borçluluk” başlıklı 162. maddenin “I.Doğuşu” kısmında “Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk doğar. Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hâllerde doğar.” şeklinde tanımlanmış olup; buna göre mütselsil borçluluk, bir borç karşısında borçluların […]

Devamını Oku

İHTİYATİ TEDBİRDE “ÖLÇÜLÜLÜK” ve “TALEPLE BAĞLILIK” İLKELERİNİN UYGULANMASI

İhtiyati tedbirin geçici bir hukuki koruma olduğundan ve bu bağlamda özelliklerinin, şartlarının neler olduğundan bir diğer yazımızda detaylı olarak bahsetmiştik, lütfen bakınız (Bkz.İlgili yazımız…). Bu yazımızda ise hakimin mevcut bir davada veya ileride açılacak bir dava için ihtiyati tedbir uygulaması halinde; ölçülülük ve taleple bağlılık ilkelerine uygun bir şekilde karar vermesi gerektiğinden bahsedeceğiz. “Ölçülülük” ilkesi; […]

Devamını Oku