RESMİ BELGENİN DÜZENLENMESİNDE YALAN BEYAN SUÇU

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) Kamu Güvenine Karşı Suçlar kısmında madde 206’da “Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Suç, bir kişinin bir resmi belgeyi düzenleme yetkisine sahip olan kamu […]

Devamını Oku

TAŞINMAZLARA VE AYNİ HAKLARA İLİŞKİN İLAMLARIN İCRASI

Türk Hukuku; mahkeme ilamlarının icrası için kesinleşme şartını aramamıştır. Mahkemelerin karar verdiği andan itibaren taraflar bu kararın icrası için yasal yollara başvurabilecek ve kararın gereği yerine getirilmiş olacaktır. Fakat kanun koyucu bazı kararların icrası için kesinleşme şartının arandığı düzenlemeler de öngörmektedir. Bu düzenlemeler mahkeme kararlarının kesinleşme şartı olmadan icrasının istisnalarını oluşturmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri […]

Devamını Oku

HAKİMİN KANUN YOLLARINA BAŞVURU SÜRESİNİ YANLIŞ GÖSTERMESİ

Anayasa’nın 40/2. maddesine göre, “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.”. Anayasa maddesinden anlaşılacağı üzere; her ne kadar kanun yollarına başvuru süresi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (“HMK”) belirtilmiş, kesin ve hak düşürücü süre olsa dahi, mahkemeler kararlarında başvuru mercilerini ve başvuru süresini belirteceklerdir. Kanun koyucu Anayasa’da yer alan ilgili […]

Devamını Oku

TAŞINMAZ SATIŞINDAN SONRA GİZLİ AYIBIN ORTAYA ÇIKMASI

Ayıp kavramı; satış veya trampa konusu eşyada bulunması gereken veya vaat edilen niteliklerin bulunmaması olarak tanımlanabilir. Örneğin satın alınan taşınmazın duvarlarında çatlakların bulunması halinde ayıplı maldan söz edilebilir. Fakat her zaman ayıp; kişilerin ilk bakışta fark edebileceği şekilde olmayabilir. Öğreti ve uygulamada ilk bakışta fark edilmeyen, adli muayene gerektiren ayıplar, “gizli ayıp” olarak tanımlanmaktadır. Türk […]

Devamını Oku

ECRİMİSİL DAVASI VE GÖREVLİ MAHKEME

Ecrimisil; bir taşınmazın, tasarrufta bulunma hak ve yetkisi bulunmayan kişi(ler) tarafından, malikin rızası olmadan kullanımı neticesinde doğan haksız işgal tazminatıdır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere ecrimisil şartları; haksız işgal, haksız işgal nedeniyle doğmuş zarar, kötü niyet ve illiyet bağı olarak nitelendirilir. Kat irtifaklı veya kat mülkiyetli ana gayrimenkullerin ortak yerlerinin haksız kullanımı neticesinde ecrimisil talebi ile […]

Devamını Oku

TEMYİZ (YARGITAY) İNCELEMESİ NE ŞEKİLDE YAPILIR?

Kural olarak; Yargıtay temyiz incelemesini dosya üzerinde yapar. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369. maddesi’nde öngörüldüğü üzere, “… tüzel kişiliğin feshine veya genel kurul kararlarının iptaline, evlenmenin butlanına veya iptaline, boşanma veya ayrılığa, velayete, soybağına ve kısıtlamaya ilişkin davalarla miktar veya değeri altmışbin Türk Lirasını aşan alacak ve ayın davalarında taraflardan biri temyiz veya […]

Devamını Oku

TEMYİZ NEDİR?

Temyiz, Bölge Adliye Mahkemesi (“BAM”) hukuk ya da ceza dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı yasa ve usul yönünden denetim yapılması için başvurulan ikinci derece kanun yoludur. Temyiz, istinaf gibi yeni düzenlenen bir kanun yolu olmayıp; mevcudiyetinin çok eski tarihlere dayanmakta olduğunu belirtmek isteriz. İstinafın ne […]

Devamını Oku

TEMYİZ İCRAYI DURDURUR MU?

Temyizin ne olduğuna ilişkin açıklamalar yaptığımız başka bir yazımız için lütfen bakınız. (Bkz. İlgili yazımız…) Kural olarak; temyiz yoluna başvurma, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın icrasına engel olmayacaktır. Ancak, kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz malları ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların uygulanabilmesi için kesinleşme gerekir. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, ilk […]

Devamını Oku

İSTİNAFTA YAPILAMAYACAK İŞLEMLER

İstinaf kanun yolunda, ilk derece yargılaması esnasında yapılabilecek her işlem yapılamayacaktır. Bu işlemlerin neler olduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 357. maddesinde açıklanmıştır. Şöyle ki; “(1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye […]

Devamını Oku

TÜRK HUKUKU’NDA YARGILAMA SİSTEMİ

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki istinaf hükümleri, 20 Temmuz 2016 tarihinde İstinaf Mahkemeleri’nin faaliyete geçmesiyle işlerlik kazanmış; böylece, Türk Hukuku’nda ilk derece yargılaması, ikinci derece yargılaması (istinaf) ve üçüncü derece yargılaması (temyiz) olmak üzere üçlü bir yargılama sistemi ortaya çıkmıştır. İlk derece yargılamasını yerel mahkemeler, ikinci derece yargılamasını (istinaf) Bölge Adliye Mahkemesi, üçüncü derece yargılamasını […]

Devamını Oku