MEHİL VESİKASI ALMAK İÇİN NE GEREKİR ?

Henüz kesinleşmemiş bir mahkeme kararı her ne kadar kanun yolu incelemesinde olsa da alacaklı tarafın yerel mahkeme kararını icra takibi kanalıyla tahsil etmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır. Davada alacaklı olan taraf, dava dosyası Yargıtay incelemesindeyken dahi alacağını tahsil edebileceği tüm yollara başvurabilir, sadece taşınmaz satışı konusunda bazı engellerle karşılaşacaktır.

Borçlu taraf henüz dava dosyası bir üst dereceli mahkemede inceleme altında iken ödeme yapmak istemeyebilir, ödemeden kaçınabilir. Henüz kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmamaktadır.

Bu durumda borçlunun deneyebileceği ama sonuçta aynı yola çıkacak olan iki seçenek vardır. Bunlardan ilki ; borçlu taraf yerel mahkeme kararını temyiz ederken tehiri icra taleplerini belirterek, bununla ilgili Yargıtay’dan karar gelmesini bekleyebilir. Bu durumda Yargıtay tehiri icrayı kabul veya reddeder ve yerel mahkeme kararının icra edilip edilemeyeceği Yargıtayca belirlenmiş olur.

Diğer yol ise, tehiri icra talebini temyiz ederken belirtmeyen veya belirtmeyi unutan borçlu taraf içindir. Alacaklı taraf yerel mahkeme kararını icra kanalı ile tahsil etmek istediğinde öncelikle yerel mahkemeden bu kararı temyiz ettiğinize dair derkenar alarak icra takibinin başlamış olduğu müdürlükte, icra müdüründen, müdürlük hesabına bir teminat yatırmanız sonucu, tehiri icra talebinizi Yargıtay’a göndermeniz ve Yargıtay’ın bunu sonuçlandırarak geri dönüş yapması için uygun bir süre talep edersiniz. İcra Müdürü, İcra ve İflas Kanunu m.36’da ki koşulları taşıması halinde borçluya uygun bir süre verecektir.  İcra Müdürü’nün vermiş olduğu bu süre tehiri icra gibi kesin bir karar değildir. Borçluya; Yargıtay’a tehiric icra talebinde bulunması ve Yargıtay’ın bu talebi karara bağlayarak davanın taraflarına bildirmesi için verilmiş bir süredir. Bahse konu süre  dava dosyanızın Yargıtay’a gitmiş olduğu günden itibaren işlemeye başlayacaktır.

İcranınn geri bırakılması için verilecek süre

Madde 36-(Değişik: 2.3.2005-5311/5 md.)

İlama karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmi bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehni veya esham veya tahvilat veya taşınmaz rehni veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para veya eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir. Bu süre ancak zorunluluk halinde uzatılabilir.

Borçlu, Devlet veya adli yardımdan yararlanan bir kimse ise teminat gösterme zorunluluğu yoktur.

Ücreti ilgililer tarafından verilirse bölge adliye mahkemesi veya Yargıtayca icranın geri bırakılması hakkındaki karar icra dairesine en uygun vasıtalarla bildirilir.

Nafaka hükümlerinde böyle bir süre verilemez.

Bölge adliye mahkemesince başvurunun haklı görülmesi halinde teminatın geri verilip verilmeyeceğine karar verilir. Yargıtayca hükmün bozulması halinde borçlunun başvurusu üzerine, bozmanın mahiyetine göre teminatın geri verilip verilmeyeceğine mahkemece kesin olarak karar verilir.

Bölge adliye mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmesi veya Yargıtayca hükmün onanması halinde alacaklının istemi üzerine başkaca işleme gerek  kalmaksızın teminata konu olan para alacaklıya ödenir. Mal ve haklar ise, malın türüne göre icra dairesince paraya çevrilir.İlam alacaklısının teminat üzerinde rüçhan hakkı vardır

   Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir