Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (“AİHS” ya da “Sözleşme” olarak anılacaktır.) 1950 tarihinde imzalanmış ve bu sözleşme ile birçok temel hak ve hürriyet koruma altına alınmıştır. Türkiye ise bu Sözleşme’yi 18 Mayıs 1954’te onaylamıştır. AİHS’de tanınan temel hak ve hürriyetleri, AİHS’yi imzalayan devletlerden biri tarafından ihlal edilen kişiler, hakkı ihlal eden devlete karşı Sözleşme’ye dayalı kurulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (“AİHM”)’ne “Bireysel Başvuru” usulüyle başvurmaktadır. Bu noktada AİHS’nin 35. maddesinde iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra 6 ay içinde AİHM’ne başvurulabileceği düzenlenmiştir.
Sözleşme’nin 46. maddesinde: “Kararların bağlayıcılığı ve uygulanması 1. Yüksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkeme’nin kesinleşmiş kararlarına uymayı taahhüt ederler. 2. Mahkeme’nin kesinleşmiş kararı, kararın uygulanmasını denetleyecek olan Bakanlar Komitesi’ne gönderilir.” denilerek Sözleşme’ye taraf devletlerin AİHM kararlarına uymayı taahhüt ettikleri belirtilmiştir.
Türkiye de bu sözleşmeye üye olan devletlerden biri olduğundan, AİHM kararlarına uymayı taahhüt etmiştir. Hem Türkiye hem de Sözleşme’ye taraf diğer devletlerin AİHM kararlarına uymaları, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi bakımından önemli konumda bulunan Sözleşme’nin devamlılığını sağlamaktadır.
AİHM’nin vermiş olduğu kararların uygulanması bakımından taraf devletler kesinleşmiş kararlara uymakla yükümlüdür. Ancak Mahkeme’nin kararları iç hukukta doğrudan sonuç doğurmamakta, milli mahkeme kararlarını iptal ederek ya da değiştirerek onun yerine geçmemektedir. AİHM, aykırılığı tespit ettikten sonra uygulama aşamasına müdahale etmemektedir. Kararların uygulanmasını Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi takip etmekte olup bu kontrol siyasi bir baskıdan öteye de gidememektedir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin bu denetimi,
- Hak ihlalinde bulunan devlet aleyhine tazminata hükmedilmişse, karar tarihinden itibaren 3 ay içerisinde tazminatın başvurucuya ödenip ödenmediğinin tespit edilmesi,
- Mevcut durumda benzer ihlallerin önlenmesi amacıyla iç hukukta gerekli yasal ve idari düzenlemelerin yapılıp yapılmadığı,
- Başvuruda bulunan kimsenin lehine hükmedilen tazminatın dışında başkaca mağduriyetleri varsa bunların giderilip giderilmediği şeklindedir.
AİHM’in vermiş olduğu kararlar sonrası davalı devlet gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Gerekli önlemler alınana kadar söz konusu dava kapanmaz ve dava Bakanlar Komitesi’nin gündeminde kalmaya devam eder. Devlet tarafından Komite’ye bildirilen önlemlerin Komite tarafından kabul edilmesi halinde dava dosyası kapatılır ve Komite’nin denetim görevi de sona erer. Ancak devlet tarafından bildirilen önlemler Komite tarafından tatmin edici bulunmazsa Komite, ara kararlar alarak ilgili devleti bu konuda zorlar. Komite’nin almış olduğu bu kararlar devlet tarafından uygulanmadığı takdirde siyasi baskı unsuru öne çıkar. Tüm bu sürecin sonunda AİHM’in vermiş olduğu karar uygulanmamaya devam ederse, en uç yaptırım olarak ilgili devletin Avrupa Konseyi üyeliğinin askıya alınması söz konusu olur. Ancak üye devletler bu yaptırımla karşılaşmamak için genel olarak AİHM kararlarını uygulamaktadır.
Türkiye AİHM kararlarını uygulamazsa ne olur sorusuna, AİHM eski üyesi Rıza Türmen: “AİHM kararı verir. Orada biter. Burada alınan kararlar Avrupa Konseyi’nin Bakanlar Komitesi’ne gider. AİHM kararlarının uygulamasından sorumlu organdır. Bakanlar Komitesi devam eden bir ihlal varsa, ilgili devlete bunu durdurmasını söyler. Ya da tekrar eden bir ihlal varsa, yani yasadan kaynaklanan; o zaman bu yasaların değiştirilmesini talep eder ilgili devletten. Giderek bu talebi sıklaştırır. Altı ay önce aldığı bir kararı sorar. Altı ayda ne yaptın? Hala bir şey yapılmadıysa, bir karar alır. Dışişleri bakanına mektup yazar. Bütün bunlardan bir sonuç çıkmazsa, o ülkenin üyelikten ihracı mümkündür! İş üyelikten ihraca kadar gider. Ama genel olarak ülkeler AİMH kararlarını uyguluyorlar.” şeklinde cevap vermiştir.
Hukuk Desteği
Ahime yolladığım bir dosyam var 2 ay oldu davamın kabul olup olmadığını nasıl öğrenebilirim
Merhaba, aihm’de açtığınız dava önce usul açısından incelenmektedir.Bu süreç yaklaşık bir yıla kadar sürüyor. Usul açısından uygun bulununca esastan incelemeye alındığını ve dava numarasını bildiren yazışmalarınız için aihm yazı işlerinde çalışan Türk görevlinin adı ve adresiyle birlikte size bildiriliyor. Sonrasında davanın tüm aşamaları duruşma talep edilmemişse evrak üzerinde yazışmalarla yürütülüyor. Bilginize…