TACİRLER ARASI İŞYERİ KİRA SÖZLEŞMESİ

office rent ile ilgili görsel sonucuTürk Borçlar Kanunu (“TBK”), kiracının daha güçsüz olan taraf gözükmesi sebebiyle kiracıyı korumaya yönelik hükümler içermektedir. Bilindiği gibi TBK; konut ve işyeri kiraları ile tacirler ve tacir olmayanlar arasında akdedilen kira sözleşmeleri arasında herhangi bir ayrım yapmamaktadır. Ancak, iki tarafını da tacirlerin oluşturduğu kira sözleşmelerinde, taraflardan birinin daha güçsüz olduğunu söylemek mümkün değildir.

Kiracıları koruyacak en önemli müesseselerden biri de gabin müessesidir. Gabin devreye girdiğinde (kira bedeli çok yüksek olur ise) kiracı mahkemeye başvurarak bu bedelden indirim talep edebilmektedir. Ancak tacirler arasında gabin hükümleri uygulanmamaktadır. Yargıtay kararlarında da görüldüğü üzere tacir olmayan kimseler gabin hükümlerinden faydalanabilmektedir.

TBK madde 343 gereğince kira bedelinin belirlenmesi dışında kiracı aleyhine kira sözleşmesinde değişiklik yapılamamaktadır. Ancak 6217 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi ile tacirler için, 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle TBK madde 343 ve geçici maddede belirtilen diğer maddelerin uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır. Bu halde, aleyhe değiştirme yasağından tacirler yazımızın kaleme alınış tarihinde yararlanamamaktadır. Böylelikle tacirler arası kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunmaktadır.

6217 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi: “Kiracının Türk Ticaret Kanununda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354 üncü maddeleri 1/7/2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanmaz. Bu halde, kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunur. Kira sözleşmelerinde hüküm olmayan hallerde mülga Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.”

Her iki tarafın tacir olduğu kira sözleşmesi ilişkisinde taraflar tacir olduğu için yapılan iş, Türk Ticaret Kanunu’nu 4,5 ve 21. maddeleri gereğince ticari iş kabul edilir ve bu cihetle herhangi bir uyuşmazlıkta ticaret mahkemeleri görevli olur.

Konuyla ilgili birkaç Yargıtay kararı paylaşmak isteriz:

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E. 2012/17480 K. 2013/629 T. 22.01.2013: “…Yasanın kamu düzenine ilişkin bu hükmünün görülmekte olan davalara da uygulanması gerekmektedir. Ancak, 6217 S.K. geç. 2. maddesi gereğince kiracısı tacir olan işyeri kiralarında, TBK.nun 346. maddesinin uygulanması sekiz yıl süreyle ertelenmiştir. Kiralananın işyeri olduğu ve buna bağlı olarak kiracının tacir olma ihtimali bulunduğundan, davalının tacir olup olmadığı üzerinde durularak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekir…”

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E. 2008/11519 K. 2009/720 T. 2.2.2009: “… Dava, kira alacağının tahsiline yönelik yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Uyuşmazlık, kira alacağına avans faizi uygulanıp uygulanamayacağı noktasında toplanmaktadır. Avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili olması yeterlidir. Alacaklının da tacir olması gibi bir koşul yoktur. Dosya kapsamından, davalı kiracının anonim şirket olduğu ve dava konusu yeri de ticari amaçla kiraladığı anlaşılmaktadır. Davacı, kira alacağının avans faizi ile tahsilini talep etmesine rağmen yasal faize hükmedilmesi hatalıdır…”    

                                                                                                                           Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir