Ticari ilişkilerin bankalar aracılığıyla sürdürülmesi sonucu, hayatımıza kredi kartları ve pos cihazları daha çok dahil olmaya başlamıştır. Pos cihazları bankalar tarafından üye işyerlerine sözleşme karşılığı verilmektedir. Kart sahipleri ise mal ve hizmet satın almak için nakit kullanmadan kredi kartını ya da bankamatik kartını pos cihazından geçirerek bankaya borçlanmakta; üye işyeri sahibi ise bankadan alacaklı hale gelmektedir. Tabi bu satın alma sonucunda üye işyerleri kredi kartı hamillerine pos cihazından çıkan bir satış belgesi diğer adı ile slip vermektedir.
Anılan satış belgesinin pos cihazından herhangi bir mal ve hizmet ifası olmaksızın kredi kartı geçirilmek suretiyle oluşturulması, günümüzde, pos cihazı ile ilgili en sık yaşanılan sorunlardandır. Bu durumda üye işyeri sahibi karşılığında mal ve hizmet ifasında bulunmaksızın banka nezdinde alacaklı duruma gelmektedir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (“BDDK”) bu konuda görüş bildirmiştir. Bu görüş kapsamındaki açıklamalarda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun “Sahte Belge Düzenlenmesi” başlıklı 36. maddesi, “Gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi, nakit ödeme belgesi ya da alacak belgesi düzenlemek veya bu belgelerde ne surette olursa olsun tahrifat yapmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayanlar, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Düzenlenen harcama belgesi, kart hamilinin üye işyeri ile yaptığı işlem sonucunda, üye işyerine gerçekte olan borcundan dolayı oluşturulmalıdır. Herhangi bir mal ve hizmet ifası yapılmaksızın üzerinde ‘Mal veya Hizmet Alındı’ ibaresi bulunan belgenin bankaya ibrazı ve karşılığında söz konusu belge üzerindeki bedelin tahsili suretiyle menfaat sağlamanın ilgili Kanun’un 36. maddesi kapsamında değerlendirilmesi söz konusu olacaktır. Bu madde doğrultusunda anlaşılmaktadır ki; mal ve hizmet ifası olmaksızın pos cihazından düzenlenmek kaydıyla gerçeğe aykırı satış belgesi oluşturan kişi hakkında 2 yıl ile 5 yıl arasında hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası öngörülmektedir.
Yazıda sözü edilen suç aynı zamanda Türk Ceza Kanunu’nun 245. maddesinde de düzenlenmiş ve yaptırıma bağlanmıştır.
Hukuk Desteği