Ön alım hakkı, esasen bir şeye öncelikli sahip olma hakkıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 732-735. maddeleri arasında düzenlenen ön alım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerinin geçerli olduğu bir ortaklıkta, payını kısmen ya da tamamen üçüncü bir kişiye satma niyetinde olan ortağın payının, diğer ortaklardan biri tarafından öncelikli olarak alınması şeklinde ifade edilmektedir. Yasa koyucu, önalım hakkında belirli koşullarda mülkiyet birliği yapan kişilerin ellerinde bulundurdukları hakkın parçalanmasını ve üçüncü kişilerin eline geçmesini engelleme amacı ile hareket etmektedir. Dolayısıyla paylı mülkiyete konu olan bir malın satılması ihitimalinde diğer bir paydaş hiçbir onaya gerek kalmadan ön alım hakkını kullanma yolunu tercih edebilecektir. Mantığa uyan da budur; zira paylı bir şekilde mülkiyet hakkı kullanılacağı için, pay satılmadan evvel, bu seçimi payını satmak istemeyen diğer paydaşlara sunmak da en doğrusudur.
Ön alım hakkının süresinde kullanılması ile taraflar (payını satmak isteyen paydaş ile bu payı almak isteyen diğer paydaş) arasında bir satış sözleşmesi ilişkisi doğar. Payı satın almak isteyen paydaş, ön alım bedelini yatırmak koşuluyla, ön alımlı payı satın alma hakkını kazanır.
Ön alım hakkı, pay satıldıktan sonra ön alım davası açılmasıyla kullanılabileceği gibi, pay satılmadan önce ön alım iradesi yazılı şekilde payını satmak isteyen tarafa ulaştırılarak da kullanılabilir. Ön alım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Ön alım hakkı sonuçlarını ön alım iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla değil, ön alım bedelinin ve giderlerinin depo edilmesiyle doğurur.
Paylı taşınmazın tapuda paylı olarak görülmediği, paydaşların haricen eylemli olarak malı bölüştüğü iddiası, hakkın iyi niyetli kullanılıp kullanılmadığı ile ilgili olup bu durum davada değerlendirilmesi gereken bir meseledir.
Ön alım hakkı ile ilgili diğer yazımızı buradan (…Bkz) okuyabilirsiniz.
Hukuk Desteği