Avrupa Birliği’ne adapte olma sürecinde birçok kez revize edilen ve son haline getirilen yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (“TKHK”) tüketicinin çıkarlarını koruyan birçok düzenleme içermektedir. Anılan 6502 sayılı TKHK, 28.11.2013 tarihi itibariyle Resmi Gazete’de yayımlanmış, 28.05.2014 tarihinde ise yürürlüğe girmiştir. Eklemek gerekir ki, bahsi geçen Kanun tüketicilerin temel haklarını korumakla beraber, üreticiyi de sorumlu kılan bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Ayrıca ayıplı malda sürelerle ilgili yazımızı okumak için tıklayınız.
TKHK ile birlikte tüketici ve üretici açısından birçok kavram ve uygulama değişmiş oldu. Bu yeniliklerden önem arz edenler hakkında örnekler verecek olursak, ayıplı mal tanımı ile başlayabiliriz. Kanun’un 8. maddesinde açıklanan tanım doğrultusunda, bir malın, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olması veya objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşıması gerekmektedir. Aksi halde sözleşmeye aykırılıktan dolayı malın ayıplı olduğu kabul edilecektir.
Bununla beraber bir malın ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımaması da malı ayıplı kılan bir durumdur. Burada satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan, muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan mal için de kanun koyucu, ayıplı, tanımlamasını yapmıştır. Satılan malın, tüketicinin o malı satın almaktan makul olarak beklediği faydaları azaltan ya da ortadan kaldıran eksiklikler içermesi halinde de söz konusu mal, ayıplı olarak nitelendirilmektedir. Bu eksiklikler maddi anlamda olabileceği gibi, hukuki ya da ekonomik de olabilir.
Önceki yasa zamanında tüketicilerin yaşadığı belli başlı sorunlardan bir tanesi de montajı yapılan ürünlerin tüketicinin kullanımına elverişli bir şekilde montaj edilmemesiydi. Kanun koyucu TKHK kapsamında bu konu hakkındaki düzenlemeleri tüketicinin haklarını koruyan bir yaklaşımla hazırlamıştır.
- Kanun maddesinde sözleşmeye konu olan malın montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği gibi monte edilmemesinin sözleşmeye aykırı ifa olduğunu kaydetmiştir.
- Başka bir ihtimal olarak, malın montajının tüketici tarafından yapılacağı durumlarda ise, satıcı tarafından sağlanan montaj talimatındaki yanlışlık veya eksikliklerden dolayı montajın hatalı olması halinde, kanun koyucu, satıcı bakımından sözleşmeye aykırı ifanın söz konusu olacağını açıklamıştır.
- Burada her halükarda sözleşmeye konu malın sözleşmede belirlenen süre içinde teslim edilmemesi de sözleşmeye aykırı ifa olarak değerlendirilmektedir.
Buradan hareketle her üç durumda da tüketicinin uğradığı hak ihlali borca aykırılığın sonuçlarını doğuracaktır.
Hukuk Desteği