KEFALET SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİLİK KOŞULLARI

indir (2)Kefalet sözleşmesine dair hususlar  6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) kapsamında düzenlenmiştir. Buna göre, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme kefalet sözleşmesidir.

Kefalet sözleşmesinin geçerliliği bir takım şartlara bağlıdır. Bu koşullar;

  • Mevcut ve asıl bir borcun olması
  • Yazılı şekilde yapılması
  • Eşin rızasının alınmasıdır.

Kanun’un açıkça düzenlediği üzere, kefalet sözleşmesi mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Ancak, gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabilir. Bununla beraber, yanılma veya ehliyetsizlik sebebiyle borçlunun sorumlu olmadığı bir borç için kişisel güvence veren kişi, yükümlülük altına girdiği sırada, sözleşmeyi sakatlayan eksikliği biliyorsa, kefaletle ilgili Kanun hükümlerine göre sorumlu olur. Ayrıca Kanun’dan aksi anlaşılmadıkça kefilin Kanun tarafından kendisine tanınan haklardan önceden feragat edemeyeceği düzenlenmiştir.

TBK kefalet sözleşmesinin geçerliliğini nitelikli yazılı şekil şartına bağlamıştır. Kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmasının yanında kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin de belirtilmesi zorunludur. Bunun yanında kefil, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmelidir. Kefilin sorumluluğu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırılabilir. Ayrıca, kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.

TBK evli kişiler için kefil olma ehliyetini sınırlayan bir düzenleme getirmiştir. Söz konusu madde uyarınca eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir. Ayrıca bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.

Bununla beraber Kanun’da eşin rızasının gerekmediği durumlar ayrıca düzenlenmiştir. Buna göre kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.

Müteselsil kefalete ilişkin yazımız için (Bkz…)

                                                                                                                                  Hukuk Desteği

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir