MÜŞTEREK ÇOCUK VELAYET HAKKI OLMAYAN ANNE VEYA BABADA KALDIĞI MÜDDETÇE İŞTİRAK NAFAKASI ÖDENİR Mİ?

indir (12)Anne ve baba çocuklarının bakımı, gözetimi, korunmaları ve eğitilmeleri ile ilgilenmekle yükümlüdürler. Çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi sorumluluğu, boşanma davası sonuçlandıktan sonra esas olarak velayet hakkı kendisine bırakılmış ebeveynin üzerinde toplanmaktadır. Bu anlamda iştirak nafakası ile velayet kendisine bırakılmamış anne/baba için dengeleyici bir yükümlülük doğmaktadır. Diğer taraf gücü oranında bir miktar iştirak nafakasını muhakkak ödemek zorundadır. Hakim iştirak nafakası miktarını tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, küçüğün yaş, eğitim ve bakım giderlerini dikkate alıp hakkaniyet ölçüsünde serbestçe tayin ederek belirleyecektir.

Boşanmanın çocuklarla ilgili sonuçlarından biri olan iştirak nafakasının  kapsamına çocuğun;

-Yiyecek giderleri,

– Giyecek giderleri,

– Barınma giderleri,

-Sağlık giderleri,

-Dinlenme giderleri,

-Eğitim, öğrenim giderleri,

-Harçlık giderleri,

-Ulaşım giderleri … girmektedir.

Çocuğun velayet hakkı kendisinde olmayan ve iştirak nafakası göndermekle yükümlü olan anne/babanın, çocukla kaldığı müddetçe iştirak nafakası ödeyip ödemeyeceği ise kafa karıştırıcı bir sorudur. Zira zaten çocukla beraberken  çocuğun giderlerini karşılayan iştirak nafakası yükümlüsü anne/baba bir de velayet hakkı kendisinde olan ebeveyne nafaka mı gönderecek noktası hakkaniyet ilkesini zedeleyecektir. Aşağıda paylaştığımız Yargıtay kararında da apaçık görülecektir ki, çocuğun velayet hakkı kendisinde olmayan anne/baba yanında kaldığı sürelerdeki iştirak nafakası alacağının, toplam borçtan düşürülmesi gerekmektedir. Böylelikle çocukla beraber vakit geçiren anne/babanın ayrıca ek olarak iştirak nafakasını tam ödemesinin önüne geçilmiş olmaktadır.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2003/23047 K. 2004/349 T. 16.1.2004: “… Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de, Lehine nafakaya hükmedilen, tarafların müşterek çocuğu Ali’nin Temmuz 2001 tarihinden itibaren borçlunun yanında kaldığı tanık beyânı ile doğrulandığı gibi alacaklı vekilinin 11.3.2003 tarihli oturumundaki kabulü ile de sabit olmuştur. Bu durumda küçük Ali’nin baba yanında kaldığı sürelerdeki nafaka alacağının, toplam borçtan düşürülmesi yönünden bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususa ilişkin istemin de reddi yolunda hüküm tesisi isabetsizdir…”

                                                                                                                                   Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir