İntifa ya da başka bir deyişle kullanma hakkı, başkasına ait bir mal veya hak üzerinde belirli bir kişiye tamamen yararlanma ve/veya kullanma hakkı verme anlamına gelir. İntifa hakkının tahsisiyle birlikte malik, sadece tasarruf hakkını elinde tutmakta olup, mal/hak veya eşyadan elde edilebilecek her türlü yararı intifa hakkı sahibine tahsis etmiş durumdadır.
İntifa hakkı devredilemez, kişiye tanımlanan ve kişiyle bağlı bir haktır. İntifa hakkı belirli bir süre için düzenlenebilen bir haktır, süre belirtilmediği takdirde en fazla hak sahibinin hayatı süresince devam eder. Bu şu anlama gelir, intifa hakkı mirasçılara geçmez veya başka birine devredilemez.
Ancak hakkı devredemeyen intifa hakkı sahibi, hakkın kullanımını devredebilir. Bu şekilde bir devir için intifa hakkının kuruluş sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmaması veya koşullardan sadece hak sahibinin kullanması gerektiği sonucunun çıkmaması gerekmektedir. Söz konusu devir taraflar açısından yalnızca bir borç ilişkisi doğurur. Örneğin; intifa hakkı sahibi, intifa konusunu oluşturan bir dükkanı kiraya vererek kira geliri elde edebilir. Böyle bir ihtimalde intifa hakkı sahibi, yalnızca hakkın kullanımını bir kira sözleşmesi karşılığında devretmiş olacaktır; intifa hakkının sahibi hala kendisidir.
İntifa hakkının konusunu taşınırlar, taşınmazlar veya haklar oluşturabilir. İntifa hakkı yalnızca ekonomik yarar sağlamak amacıyla kurulmaz, estetik amaçla ve yahut manevi bir yarar sağlamak amacıyla da intifa hakkı tesisi mümkündür.
Bazı özel intifa türleri mevcuttur, bunlardan ilki tüketime tabi eşya üzerinde kurulan intifadır (gerçek olmayan intifa). Bu intifa türü Türk Medeni Kanunu’nun (“TMK”) 819. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Bu tür bir intifa hakkı, tesisi ile birlikte hak sahibine malın mülkiyetini de geçirmektedir, ancak hak sahibine intifa hakkı sona erdiğinde malı geri verme yükümlülüğü de yükler. Tüketime tabi eşyalar doğası gereği kullanımla birlikte tüketileceğinden, geri verme borcu ya bedeli ödeme ya da misliyle geri verme şeklinde ifa edilecektir.
TMK’da özel olarak düzenlenen başka bir intifa hakkı ise, alacak hakkı üzerine tanımlanan intifadır. Söz konusu intifa hakkı, yalnızca temlike elverişli alacaklar için geçerli olup, alacaktan yararlanma yetkisi üzerinde intifa hakkının sağlanmasıyla kurulur. Bu sebeple alacak hakkı ile hukuki niteliği eşdeğerdir, bir başka deyişle ayni bir hak değildir. Borçlu, ödemeye ilişkin bir bildirim yapacağı takdirde, hem alacaklıya hem de intifa hakkı sahibine yapmalı, özel bir yönlendirme yapılmadığı takdirde ödemeyi ikisine birden gerçekleştirmelidir. Borçlu ödeme yapmazsa, alacak hakkından doğan haklar, hem borçlu hem de alacaklı tarafından talep edilebilir.
Hukuk Desteği