ESER SÖZLEŞMESİNDE TARAFLARIN BORÇLARI (I)

architect ile ilgili görsel sonucuBilindiği üzere, tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmenin geçerli şekilde kurulmasıyla, her iki taraf da borç altına girer. Eser sözleşmesinin de tam iki tarafa borç yükleyen bir başka deyişle sinallagmatik bir sözleşme olduğunu yeri gelmişken belirtelim. Eser sözleşmesinin taraflarına ve unsurlarına ise bir başka çalışmamızda detaylıca yer vermiştik. (Bkz: İlgili yazımız…)
Bu yazımızdaysa, eser sözleşmesinin tarafları olan yüklenici ile iş sahibinin borçlarının neler olduğu konusunu açıklayacağız. Tarafların borçları ana borçlar ve ana borçlara bağlı yan borçlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Yüklenicinin borçları; eser meydana getirme borcu, sadakat ve özen borcu, eseri bizzat yapma veya eseri şahsen ifa edip etmemesi fark yaratmıyorsa yönetimi altında yaptırma borcu, araç ve gereçleri sağlama borcu, malzemeye ilişkin borcu, genel bildirim borcu, işe zamanında başlama ve yürütme borcu, teslim borcu ve ayıba karşı tekeffül borcudur. Yüklenicinin bu sayılan borçlarından, eser meydana getirme borcu ile teslim borcu ana borçlarıdır. Diğerleri ise ana borcuna bağlı yan borçlarıdır. İş sahibinin ise tek bir borcu vardır, o da; yüklenicinin meydana getirme taahhüdü altına girdiği eserin karşılığı olan bedel ödeme borcudur.
Yüklenicinin eser meydana getirme borcu, eser sözleşmesini imzalaması ile birlikte doğmaktadır. Yüklenici tüm emek ve gayretine rağmen meydana getirmeyi taahhüt ettiği eseri ortaya çıkar(a)mazsa diğer ana borcu olan teslim borcunu da yerine getir(e)memiş olacaktır ve ana borçlarını yerine getir(e)meyen yüklenici eser sözleşmesinde kararlaştırılan bedele hak kazanmayacak dolayısıyla iş sahibinden söz konusu bedeli talep edemeyecektir.
Sadakat borcu ise; yüklenicinin yüklendiği edimleri yerine getirirken iş sahibinin haklı menfaat ve iradesine uygun şekilde davranması gerekliliğidir. Bir başka anlatımla, yüklenicinin sözleşmeyle yapmayı taahhüt ettiği eseri meydana getirirken iş sahibinin zararına olacak şeyleri yapmaktan imtina etmesidir.
Burada yüklenicinin özen borcuna da ayrıca değinmekte yarar görüyoruz. Zira yüklenicinin özen borcu iş sözleşmesi ile bir iş görme taahhüdü altına giren işçinin söz konusu işi yerine getirirken göstermesi gereken özen borcuyla karıştırılmaktadır. Yüklenici, konusunda uzman hatta çoğunlukla tacir sıfatına haiz kimse olduğu için yüklenicinin özen borcu, işçinin özen borcundan çok daha kapsamlı olacaktır. Bir başka deyişle, basiretli bir tacir gibi davranmak, objektif özen yükümlülüğüne yaraşır şekilde eser meydana getirmek zorundadır.
Yüklenici, meydana getirmeyi yükümlendiği eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin şahsi özellikleri önem arz etmiyorsa, işi başkasına da gördürebilecektir.

Yazımızın devamı için; bkz. ilgili yazımız…
                                                                                                                                              Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir