2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (“İİK”) 15.3.2018 tarih ve 30361 sayılı Resmi Gazete’de yayınlarak yürülüğe giren 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile değişen 285. maddesinde; “Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir…” denmekte olup buna göre yasa koyucu tarafından konulan hükümle mali durumu bozulmuş, ödeme yapmaktan yoksun borçluyu ve borçlunun alacaklarını korumak amaçlanmıştır. Borçlu, borçlarını alacaklıya yeniden yapılandırma neticesinde konkordatoda düzenlenen ve kabul edilen şekilde ödediği takdirde borçlarının tümünü ödemiş olacaktır. Bu hususta yetkili ve görevli mahkeme; iflâsa tabi olan borçlu için İİK 154’üncü maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerdeki, iflâsa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir. Konkordato talebinde bulunan kimsenin, Adalet Bakananlığı tarafından yürülüğe konulan tarifede belirtilen konkordato gider avansını yatırması gerekmektedir.
İİK 286. maddede konkordato talebine eklenecek belgeler sayılmış olup buna göre; alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo bunlardan yalnızca birkaçıdır.
İİK 287. maddede geçici mühlet “Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286’ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297’nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.” şeklinde düzenlenmiş olup söz konusu geçici mühlet süresi yalnızca 3 aydır. Mahkeme geçici mühlet dolmadan evvel borçlu ya da geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici süreyi en fazla 2 ay daha uzatabilecektir. Geçici mühletin toplam süresi her halükarda beş ayı geçemez ve bu hususta geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
Hukuk Desteği