Günümüzde artan konut ihtiyacı; mahalle ve apartman kültürünün terkini gerektirmiş ve özellikle büyükşehirlerde siteler, rezidanslar ve toplu konutlar inşa edilerek karşılanmaya çalışılmaya başlanmıştır. Bu türlü konutlarda sakinlerin su, ısınma, sosyal tesis, temizlik, güvenlik gibi ihtiyaçlarının karşılanması adına alınan hizmetlerin bedeli, genellikle site yönetimine aylık aidat ödenmesi yoluyla karşılanmaktadır.
Bahsedilen hizmetlerden özel güvenlik hizmeti, genellikle site yönetiminin asıl işveren olduğu taşeron işletmeler tarafından sağlanmaktadır. Hem 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, hem de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu gereğince, ilgili hizmet sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin tam veya gereği gibi ifa edilmemesi durumunda ayıplı hizmet söz konusu olabilmekte, site yönetimi ve özel güvenlik firmasının hukuki sorumluluğu gündeme gelebilmektedir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2012/5942 E. ve 2013/168 K. sayılı kararında da “…hırsızlık yapılan yerin olay tarihi ve saati itibariyle çevresel koşulları da dikkate alınarak 07:00-08:00 saatleri arasında çalınmalarının bu koşullara ve hayatın olağan akışına göre mümkün olup olmadığı gerektiğinde mahallinde keşif ve inceleme yapılarak hırsızlık olayının yaklaşık hangi saatte gerçekleşmiş olabileceği belirlendikten sonra davalı kooperatifin güvenlik hizmetine yönelik aidat topladığı da dikkate alındığında ana sözleşmesinde hüküm bulunmamasının sorumluluğunu kaldırmayacağı da gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönden eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilerek, güvenlik hizmetinin özel güvenlik firmaları tarafından sağlandığı site ve toplu konutlarda meydana gelen hırsızlık olaylarında, asıl işveren olan site yönetiminin ve alt işveren olan özel güvenlik firmasının sorumluluğuna gidilebileceğine ilişkin bir belirleme yapılmıştır.
Hukuk Desteği