Eksik borçlar, borçlu tarafından ifa edilmediğinde alacaklıya dava ve cebri icra yoluyla takip yetkisi vermeyen, ifası mümkün olmakla birlikte, borçlunun ifa etmekten kaçınabileceği borçlar olarak, kısaca tanımlanabilir. Eksik borçlar dava ve takip yetkisi vermediği gibi, eksik borcun ifa edilmesi sonrasında, sebepsiz zenginleşme veya başka herhangi bir sebeple iadesinin talep edilebilmesi de mümkün değildir.
Eksik borçların, doğuştan eksik borçlar ve sonradan eksik borçlar olarak iki farklı türü vardır.
Doğuştan Eksik Borçlar
Doğumundan itibaren eksik borç olarak nitelendirilen borçlar, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (“TBK”) kumar ve bahis borçları (TBK m. 604), piyango ve şans oyunlarından (yetkili makamlarca düzenlenmeyen) doğan borçlar (TBK m. 606), evlenme tellallığından doğan borçlar (TBK m. 505), ahlaki vazifeden doğan borçlar (TBK m. 364, TBK m. 285, TBK m.78) olarak sayılmaktadır.
Sonradan Eksik Borçlar
Doğuşunda eksik borç niteliğine sahip olmayan ancak belli bir olguya bağlı olarak eksik borç haline gelen borçlardır. Hukukumuzda sonradan eksik borç, zamanaşımına uğramış herhangi borç olarak tanımlanabilir.
Zamanaşımı, borcu sona erdirmemekle birlikte, borçluya borcunun def’i imkanını sunmaktadır. Başka bir deyişle, borçlu zamanaşımına uğramış bir borcunu ifa etmezse ve alacaklı borcun ifa edilmesini talep ederse, borçlu zamanaşımı def’inin ileri sürerek borcu ifa etmekten kaçınabilir. Diğer taraftan, zamanaşımına uğramış bir borç, borçlusu tarafından ifa edildiğinde bu geçerli bir ifa olmaktadır ancak sebepsiz zenginleşme veya başka herhangi bir sebebe dayalı olarak ifa edilen borcun iadesi talep edilememektedir.
Hukuk Desteği