Müteselsil sorumluluk, bir zararın giderilebilmesi amacıyla birden fazla kişinin ayrı ayrı, bir kısmının birlikte yahut hep birlikte sorumluluğu anlamına gelmekte olup Vergi Usul Kanunu 11.maddesinde “Vergi kesenlerin sorumluluğu” başlığı altında, “Yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanlar, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumludurlar. Bu sorumluluk, bunların ödedikleri vergilerden dolayı asıl mükelleflere rücu etmek hakkını kaldırmaz. Mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısiyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma, taraf olanlar, hizmetten yararlananlar ve aralarında doğrudan veya hısımlık nedeniyle ya da sermaye, organizasyon veya yönetimine katılmak veya menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak ilişkide bulunduğu tespit olunanlar müteselsilen sorumludurlar. Ancak üçüncü fıkrada belirtilen müteselsilen sorumluluk mal üreten çiftçiler ile nihai tüketiciler için söz konusu değildir… Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından belirlenen safhadan önceki safhalarda tevkif yoluyla alınan vergiler iade edilmez ve süresinde ilgili vergi dairesine yatırılır. Müteselsil sorumluluğun şartları, sınırları ve bu konuya ilişkin usul ve esaslar Maliye ve Gümrük Bakanlığınca belirlenir…” şeklinde düzenlenmiştir.
Kanun maddesinde açıkça belirtildiği üzere verginin ödenmesinden doğan müteselsil sorumluluk doğrudan yahut dolaylı ilişki sebebiyle doğmaktadır. Buna göre, verginin ödenmesinde alım-satıma taraf olanlar, hizmetten yararlananlar bir başka değişle yapılan iş yahut işlemin birebir tarafı olarak doğrudan ilişki tesis edenlerle; hısımlık sebebiyle ya da sermaye, organizasyon veya yönetimine katılmak ya da menfaat sağlamak suretiyle aralarında dolaylı ilişki bulunanlar vergi borcunun ödenmesinde müteselsilen sorumlu olacaklardır. Anlaşılacağı üzere, vergiden doğan borçlarda sorumluluğunuzun mevcudiyeti için bir işin yahut hizmetin doğrudan tarafı olmanızın yanında, yalnızca hizmet zincirinin bir parçası olarak bulunuyor olsanız dahi söz konusu zincirde vergiye dair ihlalde bulunan bir mükellefin borcundan müteselsil mesuliyetiniz doğacaktır. Bu hususta;
“…213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 11. maddesinde; yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların, verginin tam olarak kesilip ödemesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumlu oldukları, aynı maddenin olay tarihinde yürürlükte olan ve bu maddeye 3239 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle eklenen 3. fıkrasında ise, mal alım ve satım ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananların, aralarında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tespit olunanların müteselsilen sorumlu tutulacakları hükme bağlanmıştır. Maddenin gerekçesinde, kesilen vergiler ile tahsil edilen katma değer vergilerinin mutlaka vergi dairesine yatırılmasının amaçlandığı belirtilmiş olup, vergiyi kestiği veya tahsil ettiği halde vergi dairesine yatırmayanları zorlamak ve bu görevlerini yerine getirmelerini sağlamak için alım satıma taraf olanlar ve hizmetten yararlananlar müteselsilen sorumlu tutularak gerçek yükümlünün bu görevini yapmasını ve özellikle paravan şirket kurulmasını önlemek maksadıyla söz konusu hükmün 11. maddeye eklendiği vurgulanmıştır…” Danıştay 9. Daire Tarih: 15.11.2006 Esas No: 2005/2301 Karar No: 2006/4414
Hukuk Desteği