SAKLAMA SÖZLEŞMESİ (I)

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) 561-580 maddeleri arasında saklama sözleşmesini düzenlemiştir. TBK madde 561 “Saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşmedir” şeklinde sözleşmenin tanımını yapmıştır. Maddenin lafzından anlaşıldığı üzere sözleşmenin tarafları; saklatan ve saklayan olarak sınıflandırılırken, sözleşmenin konusu ise taşınır eşya olacaktır.

Saklama sözleşmesinde saklayanın borçları; kullanma yasağı ve geri verme borcudur. Saklayan, saklatandan izin almadığı müddetçe saklanılanı kullanamayacaktır. Bu izin sözleşme ile kararlaştırılabileceği gibi sözleşme kurulmasından sonra tarafların anlaşması ile de kararlaştırılabilir.

Saklayan; saklanılanı geri verme mecburiyetindedir. Sözleşme ile saklama süresi kararlaştırılmış olsa dahi saklatanın talebi üzerine saklanılan geri verilmelidir. Bu halde saklayan; yapmış olduğu masrafları talep edecek ve sonrasında saklanılanı geri verecektir.

Saklama sözleşmesinde süre kararlaştırılmış ise saklayan; bu süre dolmadan önce saklanılanı geri veremez. Geri vermeme hükmünün tek istisnası ise şudur; saklayan, öngörülemeyen durumlar dolayısıyla sözleşmenin devamı saklanan için tehlikeli veya kendisi için zararlı olursa, belirlenen sürenin sona ermesinden önce saklama konusu eşyayı geri verebilecektir. Hemen burada ifade etmeliyiz ki, sözleşme ile süre kararlaştırılmaması halinde saklayan saklanılanı her zaman geri verebilecektir.

Kanun koyucu saklanılanın geri verileceği yeri saklanılan yer olarak öngörmüştür. Taraflar sözleşme ile geri verme yerini tayin edebilecektir.

Türk Hukuku; saklama sözleşmesi taraflarının birden fazla olabilmesine olanak sağlamıştır. Saklayan ve saklatanlar bu halde müteselsilen sorumlu olacaklardır.

Kanun koyucu saklanılan eşya üzerinde üçüncü kişilerin hak iddiaları olabileceğini öngörmüş ve bu ihtimali de düzenleme altına almıştır. Saklayana yöneltilen hak iddialarında saklayan; saklanılan eşyayı vermemeli ve sözleşmeye uygun davranmaya devam etmelidir. Saklanılan eşyaya haciz konulması veya saklatılana yönelmiş istihkak davası bu hükmün istisnası olarak düzenlenmiştir. Saklayan bu istisnaların varlığını öğrendiği anda saklatana bildirimde bulunmalıdır.

Kanun koyucunun özel olarak düzenlediği saklama sözleşmeleri ile ilgili yazımızın devamını buradan okuyabilirsiniz (Lütfen Bkz..)

Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir