Adi ortaklık; iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmesel ilişkidir. Kanun koyucu adi ortaklığı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) madde 620 ile 645 arasında düzenlemiştir.
Adi ortaklık öyle bir ortaklıktır ki; Türk Ticaret Kanunu ile düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici özelliklerini taşımayan tüm ortaklıklara bu ortaklığın adı verilecektir. Adi ortaklığın en temel özelliği ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmamasıdır. Ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmamasının doğal sonucu, üçüncü kişilerle ilişkisinde bağımsız bir varlığının olmamasıdır. Kısacası adi ortaklık hak ve borç iltizam edemeyecek, davacı veya davalı olamayacaktır. Ortaklık ile ilişkisi bulunanlar tüm ortaklar aleyhine dava açacak, ortaklık lehine açılacak davalar ise tüm ortakların katılımıyla açılacaktır.
Kanun koyucu adi ortaklığın kurulması için herhangi bir şekil şartı aramamıştır. Ortaklık yazılı veya sözlü kurulabilir. Uygulamada genellikle ileride çıkabilecek hukuki ihtilafların çözümünü kolaylaştırmak maksadıyla ortaklık noter huzurunda düzenlenen yazılı sözleşme ile kurulmaktadır. Tüm ortaklar ortaklığa; para, alacak veya başka bir mal ya da emek olarak katılım payı koymakla yükümlüdür. Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa katılım payları, ortaklığın amacının gerektirdiği önem ve nitelikte birbirine eşit olmak zorundadır.
Sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı müddetçe adi ortaklığın elde ettiği kazançta ve uğradığı zararlarda her ortağın payı eşittir. Sözleşme ile kazanç payı veya zarar paylardan biri belirlenmiş ise diğeri hakkında da belirlenen bu pay uygulanacaktır.
Ortaklığın alacağı kararlar oybirliği ile alınabilecektir. Sözleşme ile kararların alınması için oy çokluğu öngörülmüş ise çoğunluk ortak sayısına göre belirlenecektir. Ortaklığın yönetimi; sözleşmeyle veya kararla, ortaklardan birine veya bir kaçına ya da üçüncü bir kişiye bırakılmadığı müddetçe tüm ortaklar tarafından birlikte yürütülür.
Kanun koyucu; ortakların, ortaklık ile rekabet etmemesi gerektiğini de düzenlemiştir. Buna göre ortaklar, kendisinin veya üçüncü bir kişinin menfaatine ortaklığın amacını engelleyici veya zarar verici işleri yapamayacaktır. Ortaklar, ortaklık işlerinde kendi işinde olduğu gibi çaba ve özen göstermeli, diğer ortaklara zarar vermekten kaçınmalıdır. Ortaklar, kendi kusurlarıyla diğer ortaklara karşı verdiği zararı tazmin edeceklerdir. Ortaklık işlerini ücret karşılığı yürüten ortak, vekâlet hükümlerine göre sorumlu olur.
Ortaklardan birinin ortaklık işleri için yaptığı giderler veya üstlendiği borçlardan diğer ortaklar, ilgili işlemi yapan ortağa karşı sorumlu olacaklardır. Ortaklardan biri yönetim işleri sebebiyle uğradığı zararlar için diğer ortaklara başvurabilir.
Adi ortaklık hakkında yazımızın devamını buradan okuyabilirsiniz. (…Bkz)
Hukuk Desteği