Özel okul öğrenci kayıt sözleşmeleri, bir tarafın (eğitim kurumunun) mevzuat çerçevesinde zorunlu olan eğitim ve öğretim faaliyetini taahhüt ettiği koşullar çerçevesinde sağlama, bunun karşılığında diğer tarafın (öğrenci velisi) belirli bir ücreti, belirli koşullarda ödeme yükümlülüğünü üstlendiği sözleşmeler olarak tanımlanabilir. Öğrenci kayıt sözleşmeleri, MEB’e bağlı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan tip sözleşmenin tüm şartlarını asgari olarak taşımak zorundadır. Bununla birlikte, yürürlükteki mevzuata ve söz konusu kayıt sözleşmesinin şartlarına aykırı olmamak kaydıyla taraflar, birtakım özel koşullara da sözleşmelerinde yer verebilirler. Örneğin, ders dışı sosyal, kültürel, sanatsal ya da sportif aktiviteleri gerçekleştirme yönünde yükümlülüklere veya söz konusu tip sözleşmede yer almayan; mücbir sebep hallerine ilişkin ek düzenlemelere sözleşmede yer verilebilir.
Kimi zaman tarafların, öğrenci kayıt sözleşmesi ile üstlendikleri yükümlülükleri çeşitli sebeplerle hiç veya gereği gibi yerine getirmemeleri ya da getirememeleri söz konusu olabilmekte, buna bağlı olarak çeşitli hukuki uyuşmazlıklar ortaya çıkabilmektedir.
Ülkemizde, 11 Mart 2020 tarihinden beri, Covid-19 salgını nedeniyle tüm devlet okulu ve özel okulların tamamında, eğitim ve öğretim faaliyetlerine geçici bir süreliğine online kanallar üzerinden ve uzaktan devam edilmektedir. Covid-19 salgını resmi kanallarla mücbir sebep olarak nitelendirilmiştir. Buna ilişkin sitemizde yayımlanan röportaj ve diğer yazılarımıza göz atmanızı tavsiye ederiz; (Lütfen bkz…). Bu salgından dolayı mücbir sebep hükümlerinin uygulanması bakımından sektörel bazda yapılan tartışmalar eğitimde de gündemdeki canlı yerini korumaktadır. Eğitim kurumlarının, eğitim-öğretim faaliyetlerini sözleşmeyle üstlendiği şekilde yerine getirmesi Covid-19 sebebiyle mümkün olmamaktadır. Bu da, yukarıda açıkladığımız gibi, en azından sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin gereği gibi yerine getirilmemesi anlamına gelmekte olup, ödenen ücretlerin iade edilip edilmeyeceği noktasında bir hukuki uyuşmazlığa yol açmaktadır.
Söz konusu uyuşmazlığın çözümü için, öncelikle öğrenci kayıt sözleşmesinde mücbir sebebe ilişkin bir düzenleme bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Taraflar arasında imzalanan öğrenci kayıt sözleşmesinde mücbir sebebe ilişkin herhangi bir hüküm bulunmaması halinde ise uyuşmazlık, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve Yönetmeliği’nde yer alan hükümlere göre çözümlenmelidir. Eğitim kurumlarına ödenen ücretlerin iadesine ilişkin düzenleme, Yönetmeliğin 56. maddesinde yapılmıştır. Buna göre;
– Öğrencinin başka bir okula nakli,
– Öğrencinin sağlık sebeplerine dayalı olarak okuldan ayrılması,
– Okulun kapanması,
– Dönemin açılmaması,
– Okulun eğitim öğretim ortamının olumsuz yönde değişmesi,
– Öğrencinin velisinin maddi zorluğa düşmesi,
hallerinde, ücret iadesinin gerçekleştirileceği öngörülmüştür. Ancak ne Kanun’da ne de Yönetmelik’te, eğitim kurumunun mücbir sebep nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirememesi ihtimalini içeren bir düzenleme yapılmıştır. Bu sebeple, mücbir sebep hallerinde uygulanması gereken hükümler, varsa; öğrenci kayıt sözleşmesinde yer alan hükümler, yoksa; Türk Borçlar Kanunu hükümleri olacaktır.
Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) madde 97 “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” hükmü uyarınca, taraflardan birinin diğer taraftan borcunu yerine getirmesini talep etmesinin ön koşulu olarak, kendi borcunu öncelikle yerine getirmesi gerektiği öngörülmüştür. Öğrenci kayıt sözleşmeleri karşılıklı borç yükleyen ve hukuken iki taraflı sözleşme niteliğindedir. Kayıt sözleşmesiyle, özel öğretim kurumu; mevzuat çerçevesinde zorunlu olan eğitim faaliyetini taahhüt ettiği koşullar çerçevesinde sağlama ve taahhüt ettiği ders dışı sosyal, kültürel ya da sportif aktiviteleri gerçekleştirme yükümlülüklerini üstlenmekte, veliler ise; sözleşme ile kararlaştırılmış ücret borcunu ödeme yükümlülüğü altına girmektedirler.
Özel öğretim kurumunun eğitim ücretini talep edebilmesi için, sözleşme hükümleriyle kararlaştırılan eğitim ve öğretim faaliyetlerini tam olarak yerine getirmesi gerekmektedir. Salgın dolayısıyla eğitim ve öğretime ara verilmesinin sonucunda, özel eğitim kurumları sözleşmeyle kararlaştırılan yükümlülüklerini mücbir sebep nedeniyle de olsa tam olarak yerine getiremeyeceğinden, sözleşmenin karşı edimi olan ücretin de tam olarak ödenmesini talep etme hakları olmayacaktır. Bununla birlikte eğitim kurumunun, eğitim faaliyetlerine online kanallar üzerinden, uzaktan devam etmesi ve dönem sonunda karne ve/veya diploma düzenlemesi, sözleşmesel yükümlülüklerini kısmen yerine getirmesi anlamına gelecektir. Bu halde, kısmi ifa imkansızlığından bahsedilecek olup, TBK’nın 137. maddesinin “…Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir…” hükmü uyarınca, karşı edim olan ücretin, yerine getirilen yükümlülükler nispetinde ödenmesi yasaya ve hukuka uygun olacaktır.
Eğitim ücreti dışında, yemek ve servis hizmetleri için ödenen ücretler açısından ise farklı bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Eğitim ve öğretime fiziki ortamda devam edilemediğinden, yemek ve servis hizmetlerinin yerine getirilmesi hiç bir surette mümkün olmayacak, TBK’nın 136. maddesinin “…Borcun ifası, borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer…” hükmü uyarınca ifa imkansızlığı söz konusu olacaktır. Bu nedenle öğretim kurumu tarafından herhangi bir yemek ve servis ücreti talep edilemeyecek, ayrıca daha önceden yapılmış olan ödemelerin borcun sona ermesinden sonraki dönemi kapsayan kısımlarının iade edilmesi gerekecektir.
Sonuç olarak, Covid-19 salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında, idari kararla eğitim ve öğretime fiziki ortamda ara verilmesi, eğitimin uzaktan ve online kanallar üzerinden yürütülmesi, bu nedenle eğitim kurumunun sözleşmesel yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirememesi durumunda, öğrenci velilerinin ücret ödeme yükümlülüklerinin akıbetine ilişkin hukuki uyuşmazlığın çözümünde, TBK’nın kısmi ifa imkansızlığına ilişkin 137. maddesi şartları örtüştüğü ölçüde uygulanacaktır.
Diğer yandan, son günlerde öğrenci velilerinin söz konusu durum nedeniyle ücret iadesi talep ettiklerine veya ücret ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediklerine, eğitim kurumunun ise öğrenci kayıtlarını bu nedenle sildiğine ilişkin birtakım haberler medyada yer almaktadır. Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 55. maddesi uyarınca, öğretim kurumlarının, ders yılı sonunda öğrenim ücreti ödemesi yapılmayan öğrencilerin kayıtlarını yenilemeyebileceği, kaydı yenilenmeyen öğrencinin naklinin başka bir özel okula, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde uygun olan resmi bir okula veya açık öğretim lisesine alınacağı düzenlenmiştir. Dolayısıyla, yukarıda açıkladığımız; mücbir sebep nedeniyle kısmi ifa imkansızlığı konusundan bağımsız olarak, velileri ücret ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen öğrencilerin kaydının silinmesi, diplomalarının veya karnelerinin verilmemesi gibi uygulamalar, hukuk düzeninde geçerli kabul edilmeyecektir.
Hukuk Desteği
Merhabalar,
20 21 ogretim yili icin, cocugumun devam ettigi anaokulu ile goruserek, yillik ucret uzerinden bir pesin odemeyi (mart ve temmuz 2020 aylarinda) yatirdim. Yatirdigim tutar yaklasik olarak yillik ucretin 10% kadardi.
Daha sonra calistigim ozel kurumda tayinim sebebiyle (istanbuldan izmire) tasinmak zorunda kaldigimiz icin, egitim yili baslamadan 30 agustos tarihinde, okula ayrilmamiz gerektigini belirttigim bir mail gonderdim. Gonderdigim ucretin iadesini istedim.
Beni telefonla okul muduru aradi ve Covid sebebiyle zor durumda olduklarini bu sebeple kendilerine biraz zaman vermem konusunda ricada bulundu, iliskilerimizin iyi oldugunu dusundugum ve zor durumda kalan bir egitim kurumuna yardimci olmam gerektigini de dusundugum icin. ben de olur dedim.
Yaklasik 3 ay sonra tekrar mail ile hatirlattim, biraz daha zaman istediler, 3 ay sonra tekrar sordugumda halledecegiz sizi arayacagiz dediler, maillere muhasebe ile konusup geri donecegiz vs yazdilar. En son gectimiz ay, okul muduru telefonlarima cikmamaya basladi, ve muhasebeden bana odedim paranin yonetmeligin 56. maddesi geregi pesinata sayildigini iceren bir mail geldi.
1) Is degisikligi sebebiyle tasinmak zorunda kalmam – ogrencinin baska bir okula nakli ve dolayisi ile mucbir sebep sayilmaz mi ? Ve benden kesinti yapmadan geri odemeleri gerekmez mi ?
2) eger mucbir sebep degilse, sadece yatirdigim paradan 10% kesmeleri gerekmez mi ?
3) bana daha onceden zaman ver geri odeyecegiz diyerek beni aldatmis olmuyorlar mi ? daha sonra yonetmelik 56 maddesini one surerek odeme yapmama haklari var mi ? beni aldattiklarini dusunuyorum 56nci maddeden bagimsiz, ben okul muduru vs hakkinda suc duyurusunda bulunabilir miyim ? Hakli olarak gorulur muyum?
4) benden aldiklari pesinatlarin, faturalarindan birini 90 gun sonra kesmiler, digerini bana iletmediler bile. Maliye uzerinden de sikayette bulunmak istedigim icin (GIB kanununa gore mal ya da hizmet satimindan 7 gun sonra en gec fatura kesmeliler maddesine istinaden) pesinat oldugu icin faturalari gec kesme haklari var mi ?
Cok tskler
Ek olarak eklemek istedigim, 20 21 yili icin imzaladigim bir sozlesme bulunmamaktadir.