YABANCI MAHKEMELER TARAFINDAN VERİLEN İFLAS KARARLARININ TENFİZİ

Av. Yasemin ÇORAK & Av. Sevcen CAN

İflas hukuku ve dolayısıyla cebri icra, devletin egemenlik yetkisini kullanımına ilişkin olup kamu düzenini ilgilendirir. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (“MÖHUK”) madde 54/1 “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” hükmü uyarınca iflas kararlarının kesin hüküm teşkil etmediği ve MÖHUK madde 54/b “İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması” hükmü uyarınca iflas kararlarının Türkiye’nin münhasır yetkisi kapsamında verilen kararlar olduğu göz önünde bulundurulduğunda, yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de tenfizinin mümkün olmayacağı ifade edilebilir.

İcra ve İflas Kanunu (“İİK”) madde 154 ile, iflas takiplerinde münhasır yetkinin yalnızca merkezi/muamele yeri Türkiye’de bulunan borçlular açısından geçerli olacağı düzenlenmektedir. Dolayısıyla merkezi yurt dışında bulunan bir şirketin iflasında Türkiye’nin münhasır yetkisinden bahsedilemeyecektir. Doktrin ve içtihatlar ışığında Türkiye’de, iflasın evrenselliği ilkesi kabul edilmektedir. İflas kararı almış kişiler hakkında yabancı mahkemece verilen iflas kararının Türkiye’de de geçerli hale getirilmesi, böylece iflas kararının borçlunun Türkiye’de bulunan mal ve hakları açısından da hüküm ifade etmesi gerekmektedir.

İflas kararının verilmesinden sonra iflas masasının oluşturulması, borçlunun Türkiye’de bulunan hak ve alacaklarının masaya kaydedilmesi ve devamındaki usuli işlemlerin yerine getirilmesi söz konusu olacaktır. Yabancı mahkemece verilen iflas kararının tenfizi sonrasında bu usuli işlemlerin uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak tenfizle beraber iflas kararı, İİK madde 194 uyarınca borçlu hakkında Türkiye’de başlatılmış dava ve takiplerin sona ermesi ve İİK madde 191 uyarınca borçlunun tasarruf ehliyetinin kısıtlanması sonucunu doğuracaktır.

Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir