Bir önceki yazımızda, 8 Kasım 2016 tarihinde İş Kanunu’nun 13. maddesine getirilen ek fıkrayla çocuk sahibi olan çalışanların, ananın doğum ve süt izinlerinin bitiminden çocuğun ilkokul çağına gelmesine kadar geçen süreçte herhangi bir zamanda kısmi çalışma talebinde bulunabilecekleri yönünde getirilen düzenlemeden bahsetmiş, kural olarak kısmi çalışma hakkını kullanmanın işverenin onayına tabi olmadığı düzenlenmişse de, Analık İzni veya Ücretsiz İzin Sonrası Yapılacak Kısmi Süreli Çalışmalar Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesi ile bu konuda birtakım istisnalar öngörüldüğünü ifade etmiştik.
Söz konusu istisnalar, Yönetmeliğin 12. maddesinde; “Kısmi süreli çalışma;a) Özel sağlık kuruluşlarında ilgili mevzuat uyarınca mesul müdür, sorumlu hekim, laboratuvar sorumlusu ve sağlık hizmetinden sayılan işlerde tam zamanlı çalışması öngörülenler tarafından yerine getirilen işlerde,b) Nitelikleri dolayısıyla sürekli çalıştıkları için durmaksızın birbiri ardına postalar hâlinde işçi çalıştırılarak yürütülen sanayiden sayılan işlerde,c) Nitelikleri dolayısıyla bir yıldan az süren mevsimlik, kampanya veya taahhüt işlerinde,ç) İş süresinin haftanın çalışma günlerine bölünmesi suretiyle yürütülmesine nitelikleri bakımından uygun olmayan işlerde, işverenin uygun bulması hâlinde yapılabilir.”ifadesiyle düzenlenmektedir.
Maddenin a fıkrasında bahsi geçen işler Yönetmeliğin 16. maddesinde ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun ek 13. maddesinde tanımlanan işleri ifade etmektedir. Dolayısıyla anılan maddeler kapsamında olan işçilerin kısmi çalışma talepleri ancak işverenin uygun bulması dahilinde yerine getirilebilecektir.
Yine maddenin b fıkrasında vardiyalı sanayi işlerinin istisna kapsamında kaldığı belirtilmekle birlikte,vardiyalı sanayi işlerinde çalışmakta olan ancak çalıştığı bölüm/departman açısından vardiya sistemine tabi olmayan işçilerin de istisna kapsamında tutulup tutulmayacağı belirtilmemiş olup, uygulama açısından bu hususta tartışmalar sürmektedir.
Maddenin ç fıkrasına baktığımızda, iş süresinin haftanın çalışma günlerine bölünmesi suretiyle yürütülmesine nitelikleri bakımından uygun olmayan işlerin de istisna kapsamında sayıldığı görülmektedir. Söz konusu fıkranın yoruma oldukça açık olduğunu belirtmek isteriz.
Genel olarak, Yönetmeliğin 12. maddesinde belirtilen işlerin büyük ölçüde devamlılık taşıması önemli olan işler olduğu görülmektedir. İş Kanunu’nda yer verilen düzenlemeler ışığında, işçinin klasik manada kısmi çalışma talebinin işveren tarafından uygun bulmasına ilişkin herhangi bir iş ayrımı getirilmemesine rağmen doğum izni sonrasında talep edilen kısmi çalışma talebi için iş ve sektör sınırlaması getirilmesi, Anayasa’yla düzenlenen eşitlik ilkesine aykırılık olarak doktrinde değerlendirilmektedir.
Hukuk Desteği