İFA YERİ

İfa kelime olarak bir işi yapma, meydana getirme anlamına gelmektedir. Borçlar Hukuku kapsamında ifa, bir borcu yerine getirme anlamında kullanılmaktadır. İfa yeriyse, ilgili borcun yerine getirildiği mekanı ifade etmektedir. Türk Borçlar Hukuku kapsamında, genel olarak sözleşme serbestisi esas olduğundan taraflar ifa yerini dürüstlük kuralına uygun olarak belirleme imkanına sahiptir. Ancak tarafların anlaşmazlığa düştüğü ya da doğrudan ifa yerini belirlemediği durumlarda ifa yerinin belirlenmesi için, Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) yedek hükümleri devreye girmektedir. Başka bir deyişle herhangi bir nedenle ifa yerinin belirlenmediği durumlarda, TBK’nin “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir. Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir.” şeklindeki 89. maddesi devreye girmektedir.

Ana kural yukarıda belirtildiği gibi olsa da verme borçları bakımından öğretide; aranılacak, götürülecek, gönderilecek borçlar olarak tarafların arzusunu veya kanun hükmünü dikkate almayan bir ayrıma gidilmektedir.

  • İlk olarak aranılacak borç kavramı, borçlunun yerleşim yerinde ifa edilecek borç anlamına gelmektedir. Başka bir anlatımla aranılacak borçlarda edim, borçlunun yerleşim yerinden ya alacaklı ya da alacaklının uygun gördüğü kişi tarafından alınmak zorundadır. Ayrıca aranılacak borçlarda, edimin nakliye gibi sorunları ve masrafları da alacaklının üzerindedir.
  • Götürülecek borçlardaysa, aranılacak borçların tersine borçlu edimi ya alacaklının yerleşim yerine ya da alacaklının önceden tayin ettiği bir yere götürme yükümlülüğü altındadır. Burada önemle belirtilmesi gereken hususlar; vade tarihinde edimin tayin edilen yerde hazır bulundurulmaması durumunda, borçlunun temerrüde düşeceği ve alacaklının yerleşim yerinin vade tarihinden önce değişmiş, bu değişme sonucu ifa borçlu için güçleşmişse ifa yeri olarak alacaklının ilk yerleşim yerinin dikkate alınacağıdır.
  • Son olarak gönderilecek borçlar, aranılacak borçlarla büyük benzerlik göstermektedir. Ancak burada borçlu, masrafları alacaklıya ait olmak üzere edimi alacaklının tayin edeceği bir yere gönderme yükümlülüğü altındadır ve edimi göndererek borcundan kurtulmuş olur. Edim gönderildikten sonra borçlu; alacaklının malı elde etmesine engel olmadığı takdirde, nakliyat sırasında edimin üzerinde meydana gelen hasarlardan sorumlu değildir.

Son olarak para borçları, örneğin posta havalesi yoluyla ifa edilecekse -aksi kararlaştırılmamışsa- borçlu parayı alacaklının mahalline ödeme kaydıyla birlikte göndermek zorundadır. Eğer alacaklı postaneye gelen parayı almaya gitmezse alacaklı temerrüdüne düşmeyecektir. Çünkü alacaklı postaneye giderek parayı alma borcu altında değildir.

https://hukukdestegi.com/tr/2019/04/17/edimin-ifasina-fesat-karistirma-sucu/
https://hukukdestegi.com/tr/2020/04/17/temerrut-nedir-sartlari-nelerdir/
https://hukukdestegi.com/tr/2017/12/13/alacagin-temliki/

Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir