VAKFIN SONA ERMESİ

Vakfın sona ermesi, çeşitli sebep ve yollarla gerçekleşebilmektedir. Bu yollar:

  • vakfın kendiliğinden sona ermesi,
  • vakfın mahkeme kararıyla feshedilmesi,
  • vakfın, vakıf kuranın alacaklılarının ve saklı pay sahibi mirasçıların itirazı üzerine dağılması

şeklinde sınıflandırabilir.

 Türk Medeni Kanunu (“TMK”) m.116, “Amacın gerçekleşmesi olanaksız hâle geldiği ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde, vakıf kendiliğinden sona erer ve mahkeme kararıyla sicilden silinir.” şeklindeki hükmüyle vakfın kendiliğinden sona erme sebebini belirtmiştir. Hükümde bahsedilen amaç imkansızlığı; belirli bir kesime göre değil, genel kanıya göre imkansız olmalıdır. Objektif imkansızlık, vakıftan faydalan kişilerin tamamının ölmesi halinde ya da bu amacı gerçekleştirecek para veya malların tükenmesi şeklinde kendini göstermektedir. Alıntıladığımız hükümde bahsedildiği gibi; vakfın amacının imkansız olduğu ve değiştirilebilir durumda olmadığı hallerde, vakfın yönetim kurulu ya da Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkili mahkemeye başvurarak vakfın sicilden silinmesini talep etmelidir. Bahsettiğimiz sona erme durumunun netleşmesi adına, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ilgili kararını alıntılamaktayız; Yargıtay Genel Kurulu, 11.02.2004 T., 2004/18-52 E., 2004/68 K.; “…Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında, vakfın ekonomik gücünün amacın gerçekleşmesine olanak vermeyecek bir düzeyde olduğunun anlaşılması dağılmış sayılması için yeterli görülmektedir. Somut olayda, gerek davacı kurum müfettişinin gerekse bilirkişinin saptamalarına göre, 1998 yılında 6.015.000.-, 1999 yılında 282.583.000.-, 200 yılında da 590.000.000.- TL. safi geliri bulunan ve sahip olduğu Ağrı’daki taşınmazından gelir elde edemeyen, 1995 ve 1996 yıllarında hiçbir faaliyet göstermeyen 1997 yılında ise küçük çapta bazı faaliyetlerde bulunabilen, 1998 yılında amacı ile ilgili hiçbir faaliyette bulunmayan ve belirli bir gelir kaynağı olmayan vakfın senedinde; Türkiye’de ve Türk dünyasında yaşayan insanlarımızın tahsil terbiye ve ilim sahalarında gelişmelerini sağlamak, sanayi, iktisat, ticaret ve eğitim sahalarında araştırmalar yapmak ve yaptırmak, bu amacı gerçekleştirmek için sanayi iktisat sahalarında tesisler kurmak ve işletmek, ilk orta ve yüksek öğretim kurumları açmak, tedavi merkezleri kurmak ve işletmek, yurt içinde ve dışında ihtiyaç duyulacak yurt kurs ve lojman binaları yapmak, yaptırmak, bunların gerçekleşmesini sağlamak amacıyla yurt içinde ve dışında her türlü içtimai ve kültürel faaliyetlerde bulunmak, başarılı fakat yoksul öğrencilere burs vermek, ilmi konferanslar ve seminerler düzenlemek, maddi-manevi himayeye muhtaç kişilere ayni ve nakdi yardım etmek şeklinde çok çeşitli ve kapsamlı faaliyetlerin amaç olarak öngörülmüş olması dikkate alındığında, günümüzün ekonomik koşullarında yukarıda belirtilen miktarda malvarlığının bu amaca yönelik faaliyetlerden hiçbirisi için yeterli olmadığı açıktır. Bu şekilde bir ekonomik zafiyet içinde bulunan vakfın, kurulduğu 1994 yılından bu yana verimli bir şekilde faaliyette bulunmamasının da yeterli malvarlığı olmadığından kaynaklandığı aşikar olup bu husus mahkemece de tespit edilmiştir. Hal böyle iken, mahkemece vakfın sına erdiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, uygun bulunmayan gerekçelerle davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiştir…”

Vakıf; yasak amaçlarını ifa etmek için uğraştığı ya da yasak eylemlerde bulunduğu durumlarda, bu durumun değişmesi için bir çözüm yolu yoksa, denetim makamının ya da Cumhuriyet Savcısının başvurusu üzerine, mahkeme kararıyla dağıtılır. Bu durum sonucu; vakıfta ilgili kişiye savunma hakkı verilse de, esas olarak bu yargı çekişmesiz usule tabidir.

Son olarak, vakıf kuranın borcu varsa ve bu borcu vakfa tahsis ettiği malvarlığının artan kısmıyla ödeyemiyorsa; borçlular, itiraz yoluyla vakfı iptal ettirebilmektedirler. Ayrıca vakfa özgülenen malvarlığında; başka kişilerin saklı payı varsa, ilgili kişiler saklı paylarını tenkis yoluyla isteyebilirler. Tenkisin ardından kalan malvarlığı; amacı gerçekleştiremeyecek derece azalmışsa, vakıf sona erecektir. 

https://hukukdestegi.com/tr/2022/01/24/vakif-turleri/
https://hukukdestegi.com/tr/2021/11/19/vakfin-amaci/
https://hukukdestegi.com/tr/2016/09/16/dernek-nedir-nasil-kurulur/
https://hukukdestegi.com/tr/2022/03/04/dernegin-sona-ermesi/

Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir