Bir önceki yazımızda Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkilerinden biri olan hukuka uygunluk denetiminin alt dallarından somut norm denetimini (itiraz davası) detaylı olarak incelemiştik. (Lütfen Bkz.) Bu yazımızdaysa yine Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkilerinden biri kabul edilen, ancak hukuka uygunluk denetiminden bağımsız olarak temel hak ve özgürlüklere koruma alanı sağlamak için yürürlüğe giren bireysel başvuru (Anayasa şikayeti) yolunu ele alacağız. Eklemek gerekir ki; her ne kadar bireysel başvuru ve anayasa şikayeti kavramları birbirlerini tam olarak karşılamasa da, uygulamada bu iki kavramın birbirlerinin yerine kullanılması oldukça yaygın bir durumdur. Başka bir söylemle; her Anayasa şikayeti bir bireysel başvurudur ama her bireysel başvuru bir Anayasa şikayeti değildir.
İlk olarak bireysel başvuru yolu da, soyut ve somut norm denetimi gibi sonradan denetimin kapsamı içerisinde yer almaktadır. Bu yolun 2010 Anayasa değişikliğiyle hukuk yaşamımıza sokulmasının en önemli nedeni, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (“AİHM”) Türkiye aleyhine yapılan başvuruları azaltmaktır. Bireysel başvurunun kabul edilmesinden sonraki yıllar içerisinde yapılan araştırmalarda, kabul edilen yolun amaçlananı sağladığı net bir biçimde görülmüştür.
Bireysel başvuru yolunun kabulüyle, temel hak ve özgürlükleri kamu güçleri tarafından ihlal edilen kişiler, bu ihlalin ortadan kaldırılması ya da ihlalin meydana getirdiği zararların giderilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvurma hakkına sahip olmuşlardır. Kişilerin bu yola gidebilmesi için, bir önceki cümlede değindiğimiz gibi hem temel hak ve özgürlüklerinin kamu gücü tarafından ihlal edilmesi hem de kişinin bu ihlalden sonra tüm dava yollarını tüketmiş olması gerekmektedir. Ayrıca kişinin bu yola gidebilmesi için, ihlal edilen temel hak ve özgürlüklerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (“AİHS”) ve ek protokolleri kapsamında bir karşılığının olmasının gerekliliği, hukuki işlemin en önemli koşulu olarak kabul edilmektedir. Açıklanan bu yol Anayasanın 148. maddesinde, “Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Bireysel başvuru yolunun teorik kısmından sonra şimdi de konunun usul kuralları bölümüne geçecek olursak; öncelikle bireysel başvuru usulünün kabul edilmesiyle, Mahkeme’nin iş yükünün oldukça artacağı ön görüldüğünden Mahkeme içerisinde çeşitli yapılanmalar gerçekleştirilmiştir. Önceleri tek kurul halinde faaliyet gösteren Mahkeme, günümüzde iki bölüm ve bir genel kurul olarak çalışmalarını sürdürmektedir. On beş üyeden oluşan, başkan veya başkanın belirleyeceği başkanvekilinin başkanlığında, en az on üyeyle birlikte toplanan genel kurul hakkındaki ayrıntılı bilgi; Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un (“AYMK”) 21. maddesinde, “Genel Kurulun görevleri şunlardır: a) İptal ve itiraz davaları ile Yüce Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara bakmak. b) Siyasi partilere ilişkin mali denetim yapmak, dava ve başvuruları karara bağlamak. c) İçtüzüğü kabul etmek veya değiştirmek. ç) Başkan ve başkanvekilleri ile uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı ve Başkanvekilini seçmek. d) Bölümler arasındaki iş bölümünü yapmak, bölümlerden birinin yıl içinde gelen işleri normal çalışmayla karşılanamayacak şekilde artmış ve bölümler arasında iş bakımından bir dengesizlik meydana gelmişse takvim yılı başında toplanıp bir kısım işleri diğer bölüme vermek. e) Bölümler arasında meydana gelen iş bölümü uyuşmazlıklarını kesin karara bağlamak, fiil veya hukuki imkansızlık nedeniyle bir bölümün görevine giren işe bakmaması halinde diğer bölümü görevlendirmek. f) Üyeler hakkında disiplin ve ceza soruşturması açılmasına, soruşturma ve kovuşturma tedbirlerine ve gerektiğinde disiplin cezası verilmesine ya da üyeliğin sonra erdirilmesine karar vermek. g) İtirazları incelemek.” şeklinde yer almaktadır.
Bölümlerin göreviyse AYMK m.22’de, “Mahkemede, bireysel başvuruları karara bağlamak üzere bir başkanvekili başkanlığında altışar üyesi olan iki bölüm bulunur. Bölümler, bir başkanvekilinin başkanlığında dört üyenin katılımıyla toplanır.” şeklinde düzenlenmiştir. Başka bir deyişle; bireysel başvurular bölümler tarafından sonuca bağlanmaktadır. Ayrıca davaların hızlı sonuçlanmasını sağlamak için, bölümler kendi altlarında komisyonlara ayrılma imkanına sahiptir ve genel olarak bireysel başvurular ilk olarak bu komisyonlardaki raportörler tarafından ele alınmaktadır.
Konuyla ilgili usul kurallarının devamı bir sonraki yazımızda ele alınacaktır.
Hukuk Desteği