Suç; Türk Ceza Kanunu’nda (“TCK”) veya ceza hükmü içeren özel kanunlarda düzenlenen ve hukuka aykırı, aynı zamanda cezai yaptırıma bağlanmış eylemler olarak tanımlanabilmektedir. Yine bir eylemin suç olarak nitelendirilebilmesi için içerisinde suç unsurlarını da barındırması gerekmektedir.
Suçlar, suçu meydana getiren fiilin niteliğine göre, bir diğer deyişle hareketin sayısına, şekline, önemine ve icrasının süreklilik arz edip etmemesine göre çeşitli sınıflara ayrılmaktadır. Aşağıda, hareketin sayısına göre suç türlerine dair kısa açıklamalara yer vereceğiz:
Tek hareketli suçlar: Suçun oluşumu için tek bir hareket gerekiyorsa, bu suçlar tek hareketli suç olarak isimlendirilmektedir. Kasten öldürme, suç işlemeye tahrik, hırsızlık gibi suçlar tek hareketli suç türüne örnek olarak gösterilebilmektedir. Önemle belirtmek gerekir ki; birden fazla hareketin, hukuki olarak tek hareket kabul edildiği durumlar da bu türe dahil edilmektedir. Örneğin; kasten öldürme suçu işlenirken, fail tarafından mağdura birkaç bıçak darbesi yöneltilmesi halinde çok hareket varmış gibi algılansa da, burada ceza hukuku anlamında tek bir hareket bulunduğunu ifade edebilmekteyiz.
Çok hareketli suçlar: Çok hareketli suçların oluşumu için ise, tek hareketli suçların aksine birden fazla hareket gerekmektedir. Bahsedilen birden fazla hareketten kasıt, kanun maddesinde ilgili suç tanımlanırken kullanılan bütün hareketleri ifade etmektedir. Özel belgede sahtecilik, dolandırıcılık, yağma gibi suçlar çok hareketli suçlara örnek olarak gösterilebilmektedir. Ayrıca yağmayı, hırsızlıktan hem suç çeşidi hem de hareket bakımından ayıran özellik; yağmanın kanuni tanımında, malın cebir veya tehdit kullanılarak alınması ifadesinin bulunmasıdır. Başka bir deyişle, hırsızlık suçu için malın sadece ele geçirilmesi yeterliyken; yağma suçunun oluşmasında, malın cebir veya tehditte bulundurularak elde edilmesi gerekmekte, bu da yağma suçunun çok hareketli suçlardan olduğunu işaret etmektedir.
Birleşmiş hareketli suçlar: Birleşmiş hareketli suçlar, kanunda suçun oluşması için birden fazla hareketin gösterildiği ve bu hareketlerin hepsinin gerçekleşmesinin arandığı suçlardır. Birleşmiş hareketli suçlarda, kanunda öngörülen hareketlerden yalnız birinin gerçekleştirilmesi halinde suçun oluştuğundan bahsedilmeyecektir. Örneğin; özel belgede sahtecilik suçunun meydana gelmesi için hem sahte bir özel belge düzenlenmesi, hem de bu belgenin kullanılması gerekmektedir. Sahte özel belgenin düzenlenmesi ancak bu belgenin kullanılmaması halinde, suçun meydana geldiğini ifade edebilmek mümkün olmayacaktır.
Bölünebilen veya kesintili suçlar: Suçun işlenmesindeki amaç elde edilemese dahi ilk hareketin yapılmasıyla birlikte tamamlanan suçlardır. Örneğin iftira suçu, TCK’nın madde 267; “Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmüyle düzenlenmiştir. İftira suçunda, failin gerçekleşmesini istediği neticenin meydana gelmemiş olması, diğer bir deyişle mağdurun iftira nedeniyle hakkında bir yaptırım uygulanmamış olması, suçun gerçekleşmesi açısından önemli değildir. Yapılan ilk hareketten sonra suç tamamlanmış sayılmaktadır.
Seçimlik hareketli suçlar: Kanuni düzenlemelerle, birden fazla hareketten herhangi birinin işlenmesiyle oluşacağı öngörülen suçlardır. Örneğin, hakaret suçu TCK madde 125 hükmüyle; “Bir kimseye, onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil ya da olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin …” şeklinde düzenlenmektedir. Maddede sayılan birden fazla hareketten herhangi birinin yapılmasıyla, suç tamamlanmış sayılmaktadır.
Bir sonraki yazımızda, suçu meydana getiren hareketin şekline göre suçların sınıflandırılmasından bahsedeceğiz.
Hukuk Desteği