Daha önceki yazılarımızda tutuklamanın içeriği ve tutuklamaya itiraz konularından detaylı olarak bahsetmiştik. (Lütfen Bkz.) Bu yazımızda haksız olarak tutuklanma durumunda kişinin, başvurabileceği hukuki yollar üzerinde yoğunlaşacağız.
Bütün koruma tedbirleri ve bunların içerisinde tutuklama, hem Anayasa’da düzenlendiği hem de kişinin birden fazla hakkını ya kısıtladığı ya da ortadan kaldırdığı için kanunlarda sıkı şartlara tabi tutulmaktadır. Bu sıkı şartlara rağmen bazen olayın özelinden ya da uygulamadan kaynaklı olarak haksız tutuklamalar ortaya çıkabilmektedir. Bahsettiğimiz haksız gerekçeye dayanan ve kişiyi hak kaybına uğratan tutuklanmalar sebebiyle de, devletten istenilen maddi manevi tazminata haksız tutuklanma tazminatı denilmektedir.
Devletten istenen ve mahkeme tarafından onanan bu tazminat kişiye ödendiğinde devlet, tazminatın bir kısmını tutuklama güvenlik tedbirinin vuku bulmasına neden olan hakim veya savcıya rücu edebilmektedir. Bu rücu işleminin hak düşürücü süresi, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda (“CMK”) bir yıl olarak düzenlenmiştir. Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki; sadece tutuklama hükmünden dolayı haksızlığa uğrayan kişiler değil, tutuklama süresi boyunca hukuka aykırı muamele görenler de, haksız tutuklanma tazminatı başlığı altında maddi/manevi tazminat isteminde bulunabilmektedir.
Haksız olarak tutuklandığını ya da tutuklama sırasında hukuka ve yasaya aykırı muameleler gördüğünü ileri süren kişiler, bu iddialarını somut olarak kanıtlamak zorundadır. Yine bu tazminata hak kazandığını düşünen kişilerin tazminat talebinde bulunabilmesi için CMK m.112’de öngörülen süre, tazminata sebep olan hükmün tebliğ tarihinden itibaren üç ay ve her halde yine tazminata neden olan hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldır. Başka bir deyişle kişi; tutuklamadan dolayı tazminat istemekte ne kadar haklı olsa da, belirtilen süreler geçtikten sonra tazminat talebi için dava yoluna gidilemez.
Önemle belirtmek gerekir ki; haksız tutuklanma tazminatı talep etmeye hakkı olan kişi, tazminat için dava yoluna gitmeden vefat ederse, mirasçılarının bu tazminatı talep etme hakları bulunmamaktadır. Ancak tazminat istemeye hakkı olan kişi; ilgili davayı açtıktan sonra vefat ederse, mirasçılarının davaya devam edip haksız tutuklanma tazminatını almaya hakları vardır.
Son olarak; mahkemede gerçek dışı beyanlarıyla tutuklanmasına kendisinin neden olduğu kişiler, tutuklanmadan sonra tazminata hak kazanamayacaklardır.
Hukuk Desteği