VASİYETNAMENİN YANILMA VE ALDATMA SEBEBİYLE İPTALİ

Daha önce, “Vasiyetnamenin İptali Sebepleri” başlıklı yazımızda (bknz…) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) uyarınca vasiyetnamenin iptaline neden olabilecek hususları sıralamamıştık. Bugünkü yazımızda, söz konusu iptal sebeplerinden biri olan yanılma ve aldatma durumunu inceleyeceğiz.

TMK 504. maddede “Mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir. Ancak, mirasbırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır.” denmiştir. Buna göre yanılma ve aldatma altında yapılan vasiyetnamenin iptali için dava açılması mümkündür.

İrade ve beyanın birbirine uygun olmaması yahut iradeyi oluşturan düşüncenin gerçekliğe aykırı olması haline yanılma denmektedir. Kişinin gerçek durum hakkında hiçbir farkındalığı bulunmaksızın bilgi sahibi olmaması, tasarrufu da bu bilgisizlik haliyle meydana getirmesi durumunda yanılma ile işlem yaptığı anlaşılacaktır. Örnek vermek gerekirse; miras bırakanın yasal mirasçısının hırsızlık yaptığı düşüncesiyle mirasını başka birine vasiyet etmesi ancak mirasçının esasen hırsızlık yapmamış olması halinde yanılma söz konusudur.

Aldatma ise, miras bırakanın tasarruf işlemini yapması için başkası tarafından hukuka ve ahlaka uygun olmayan şekillerde bilerek ve istenerek kandırılması, yanılgıya düşürülmesi durumudur. Burada aldatmanın meydana gelebilmesi için aldatma fiil ve kastı ile yapılan tasarrufla aldatma fiili arasında illiyet bağı aranacaktır. Bu hususta örnek olarak;

“Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacının babası muris… tarafından … Noterliği’nin 04/05/1999 tarih 832 yevmiye numaralı vasiyetnamenin aldatma sebebiyle geçersiz olduğunu, murisin bakıma ihtiyaç duymasından ötürü evlilik gerçekleştirmek maksatlı olarak davalı ile tanıştırıldığı, davalının, vasiyetnameye konu evin kendisine verilmesi şartıyla evliliği kabul ettiği, dini nikah ile birlikte yaşamaya başladıklarını, murisin kendisini de güvence altına almak adına vasiyetname düzenleme yolunu seçtiğini, vasiyetname tanzim tarihinden yaklaşık 4 ay sonra davalının evi terk ettiğini, evliliğin gerçekleşmediğini, murisin sonrasında felç geçirdiğinden vasiyetnameyi iptal edemediğini belirterek; vasiyetnamenin iptalini talep ve dava etmiştir. … O halde, mahkemece; muris… evli olduğu halde, vasiyetnamede ” yeni eşim” ibaresi kullanılarak vasiyetnamenin ahlaka aykırı amaçla düzenlendiği, iptal sebepleri arasında olduğunun değerlendirilerek, davanın kabulü ile vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/8350 E. ,  2016/5797 K.

Vasiyetnamenin yanılma yahut aldatma sebebiyle iptalini isteyen mirasçıların bu hususu vasiyetnamenin iptali davasında ispat etmeleri gerekmektedir.

 Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir