Bir önceki yazımızda koruma tedbirlerinden yakalama ve yakalanan kişiler hakkında yapılacak işlemler konusunu ele almıştık (Lütfen Bkz…). Bu yazımızdaysa koruma tedbirlerinin bir diğer türü olan gözaltı üzerinde duracağız. Gözaltı tedbiri; Yakalama, İfade Alma ve Gözaltına Alma Yönetmeliği 4. maddesine göre: “Kanunun verdiği yetkiye göre, yakalanan kişinin hakkındaki işlemlerin tamamlanması amacıyla, yetkili hâkim önüne çıkarılmasına veya serbest bırakılmasına kadar kanunî süre içinde sağlığına zarar vermeyecek şekilde özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanıp alıkonulmasını ifade eder”.
Gözaltı tedbirine ilişkin genel düzenlemeye Ceza Muhakemesi Kanunu (“CMK”) 91. maddesinde yer verilmiştir. Kanun koyucu, CMK 91/1. fıkrasında gözaltı tedbirini; “Yukarıdaki maddeye göre yakalanan kişi, Cumhuriyet Savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir.” şeklinde düzenlemiştir. CMK 91/1. fıkrasında geçen “yukarıdaki maddeye göre yakalanan kişi” ibaresinden anlaşılması gereken, CMK 90. maddesine göre yakalanan kişidir. Cumhuriyet Savcısı, CMK’nın 90. maddesine göre yakalanan kişi hakkında soruşturmanın tamamlanması için gözaltı kararı verebilir.
Kanun Koyucu, CMK 91/2. fıkrasında ise, gözaltı kararının verilebilmesi için bulunması gereken şartları düzenlemiştir. Bu düzenleme kanunda; “Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır” şeklinde ele alınmıştır. CMK 91/2. fıkrasından çıkartılacak sonuç; gözaltına alma işleminin yapılabilmesi için iki şartın varlığının gerektiğidir. Bunlar; gözaltının, soruşturma yönünden zorunlu olması ve kişinin bir suçu işlediğini gösterir somut delillerin var olmasıdır. Bu şartların ikisinin de bir arada bulunmadığı hallerde, şüpheli hakkında gözaltı kararı verilemeyecektir.
Gözaltı kararı verme yetkisi kural olarak Cumhuriyet Savcısına tanınmış olmakla birlikte, CMK 91/4. fıkrasında sayılan katalog suçlarla sınırlı olmak üzere; şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarla ilgili olarak, mülki amirce belirlenecek kolluk amirleri tarafından da gözaltı kararı verilebilir.
Gözaltı tedbiri niteliği itibari ile geçici bir tedbirdir. Bu sebeple kanun koyucu gözaltı tedbiri için belirli bir süre öngörmüştür. Gözaltı süresine ilişkin genel kural, CMK 91/1. fıkrasında; “Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmi dört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. CMK 91/3. fıkrası, toplu olarak işlenen suçlara ilişkin gözaltı süresine ilişkin özel düzenlemeye yer vermiştir. Söz konusu düzenleme kanunda; “delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir.” şeklindedir.
CMK 91/5. fıkrasına göre; “Yakalama işlemine, gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet savcısının yazılı emrine karşı, yakalanan kişi, müdafi veya kanunî temsilcisi, eşi ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımı, hemen serbest bırakılmayı sağlamak için sulh ceza hâkimine başvurabilir.” Sulh Ceza Hâkimi bu incelemeyi evrak üzerinde yaparak en geç yirmi dört saat içinde başvuruyu sonuçlandırılmalıdır.
İlgili yazılarımız için;
Hukuk Desteği