ADLİ KONTROL- I-

Bir önceki yazımızda koruma tedbirlerinden tutuklama üzerinde durmuştuk (Lütfen Bkz). Bu yazımızda ise koruma tedbirlerinin bir diğer türü olan adli kontrol tedbiri üzerinde duracağız. Adli kontrol tedbiri, Ceza Muhakemesi Kanunu (“CMK”) 109 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 

CMK 109/1 fıkrasında adli kontrol; “Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir” şeklinde hükme bağlanmıştır. Ayrıca CMK 109/2 düzenlemesine göre, Kanun’da tutuklama yasağı öngörülen hallerde de adli kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.

CMK 110/1 fıkrası uyarınca; “Şüpheli, Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında adlî kontrol altına alınabilir.” Bu fıkraya göre, adli kontrol kararı Cumhuriyet Savcısı’nın istemi ile ancak Hâkim tarafından verilebilir.

CMK 110/2 fıkrasında; “Hâkim, Cumhuriyet savcısının istemiyle, adlî kontrol uygulamasında şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolun içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir” denilerek verilecek adli kontrol kararının bir ya da birden çok olabileceği gibi içeriğinin Hakim tarafından değiştirilebileceği kaleme alınmıştır.

Her ne kadar Kanun Koyucu; adli kontrol kararını sadece soruşturma evresinde uygulanabilecek bir koruma tedbiri olarak düzenlemişse de CMK 110/3. fıkrasında getirilen hükümle, bu kararın kovuşturma evresinin her aşamasında da uygulanabileceği görülmektedir.

Kanun Koyucu adli kontrol altında geçirilecek sürelere ilişkin düzenlemelere CMK 110/A maddesinde yer vermiştir. CMK 110/A maddesi;

  • Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde adli kontrol süresi en çok iki yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hâllerde gerekçesi gösterilerek bir yıl daha uzatılabilir
  • Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, adli kontrol süresi en çok üç yıldır. Bu süre, zorunlu hâllerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda dört yılı geçemez.”

şeklindedir.  Ancak bu süreler CMK 110/A maddesi 3. fıkrası uyarınca çocuklar bakımından yarı oranda uygulanır.

Yazımızı tamamlarken son olarak önemli bir başka hükme daha yer verelim, CMK 112. maddesine göre; “adlî kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir”.

Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir