Ticari Defterlerin Delil Olma Niteliği
Ticari defterler delil niteliğine haiz olup davalarda delil olarak kullanılabilmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) madde 222/1 “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.” hükmünü amir olup ticari defterlerin davalarda delil olarak kullanılabileceğini düzenlemiştir. Ticari defterler sahibinin lehine veya aleyhine delil olarak kullanılabilmektedir.
Ticari defterlerin delil olarak kullanılması için kanunda belirtilen bazı koşullar vardır. Bu koşullar HMK’nın 222/2. maddesinde “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” şeklinde düzenlenmiştir. Madde metninde de belirtildiği üzere ticari defterlerin delil olarak kullanılması için kanuna göre eksiksiz olması ve usulüne uygun olarak tutulmuş olması, açılış kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve defter kayıtlarında çelişki olmaması gerekmektedir.
Defterlerin sahibinin lehine delil olarak kullanılması için bazı ek koşullar da gerekmektedir. Bu koşullar; diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olmasıdır. HMK’nın 222/3. maddesi “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde düzenlenmiş olup madde metninde defterlerin sahibinin lehine kullanılması için gerekli olan koşulları içermektedir.
Defterlerin sahibinin aleyhine kullanılması hususu ise HMK’nın 222/4. maddesinde “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” şeklinde düzenlenmiştir. Kayıtların birbirleriyle çelişmesi, açılış ya da kapanış onaylarının bulunmaması halinde ticari defterler sahibi aleyhine delil özelliği taşımaktadır.
Aşağıda sizlerle konu ile ilgili Yargıtay kararlarını paylaşmaktayız.
“… Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, Kanun’un ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır…” (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 13.06.2017 T. , 2016/2310 E. , 2017/2537 K.)
“… Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. Davalı vekilinin dilekçelerinde ve delil listesinde bakiye kısım kira bedeli ödemesi ile ilgili olarak şirket kayıt ve defterlerinin incelenmesini talep ettiği açıktır. Bu durumda mahkemece kira parasının ödenip ödenmediği hususunda HMK’nun 222.maddesi de dikkate alınarak davalının dayandığı tüm delillerinin toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmediğinden hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir…” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 06.07.2017 T., 2017/2209 E., 2017/ 2426 K.)
Hukuk Desteği