Belirli haklardan yoksun bırakılma, Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) 53-60. maddeleri arasında ele alınan güvenlik tedbirlerinden birisidir. Bu güvenlik tedbiri, TCK madde 53’te “Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak; a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, b) Seçme ve seçilme ehliyetinden (…), c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan, d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan, e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, Yoksun bırakılır. Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlü hakkında birinci fıkranın e bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir. Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz. Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar. Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bahsedilen güvenlik tedbiri, kasten (Kural olarak belirli haklardan yoksun bırakılma tedbiri için kasten suç işlenmesi aransa da, -aşağıda açıklanacağı gibi- istisnai olarak bu tedbir taksirle suç işleyen kişiler üzerinde de uygulanabilmektedir.) eyleme dökülen suç nedeniyle kurulan mahkumiyetin kanuni sonucudur. Başka bir deyişle; kusuru ve kastı nedeniyle hapis cezasına çarptırılan kişiye belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin uygulanabilmesi için, mahkemenin bu tedbiri özellikle kararında belirtmesine lüzum yoktur.
Haklardan yoksun bırakılma tedbiri kanunda; taksirli suçlarda hak yoksunluğu, cezanın yanı sıra uygulanan hak yoksunluğu, kanuni netice olarak hak yoksunluğu olmak üzere üç türe ayrılmaktadır.
Kanuni netice olarak hak yoksunluğu; adından da anlaşılacağı ve yukarıda da bahsettiğimiz gibi, hapis cezası mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak uygulanabilen güvenlik tedbiridir. Bu tedbir; on sekiz yaşından büyük olan, kısa süreli hapis cezası ertelenmeyen suçlarda vuku bulmaktadır. Önemle belirtmek gerekir ki; bahsi geçen tedbirin uygulanabilmesi için, kişi üzerinde sadece hapis cezası hükmü kurulması yeterlidir. Başka bir deyişle cezanın infazı, bu tedbir için aranmamaktadır. Kanuni netice olarak uygulanan hak yoksunlukları; cezanın infaz süresince uygulanmakla beraber, infaz süresi dolduktan sonra kendiliğinden ortadan kalkmaktadır.
Kanuni netice olarak uygulanan hak yoksunluklarının yükümlülüklerine, hükümlü tarafından uygun davranılmadığı takdirde; uygun davranmayış sebebiyle infaz süresinin bitiminden sonra kişinin tedbirinin, yarısından bir katına kadar devam etmesine karar verilmesine, cezanın yanı sıra uygulanan hak yoksunlukları denmektedir.
Kural olarak hak yoksunluğu tedbiri; suçu kasten işleyen kişiler için uygulansa da, istisna olarak taksirle suç işleyen kişiler hakkında da uygulanabilmektedir. Örneğin kişi; trafik kurallarına uymaması neticesinde bir kazaya sebebiyet vermişse, taksirle suç işlemiş sayılmaktadır. Bunun sonucu olarak belirlenen zaman zarfında, sürücü belgesine el konularak araç kullanması engellenebilmektedir.
Belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirinin daha net anlaşılması adına ilgili kararları alıntılamaktayız;
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 22.01.2015 T., 2014/12727 E., 2015/972 K.; “…Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine dair hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, TCK’nın 53/6. maddesi uyarınca, sürücü belgesinin geri alınmasına yalnızca taksirle işlenen suçlarda karar verilebileceği gözetilmeden, kasıtlı suçtan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında sürücü belgesinin TCK’nın 53/6. maddesiyle geçici olarak geri alınmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır…”
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 14.04.2017 T., 2016/302 E., 2017/3013 K.; “…Bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, mimar olup, müteahhitlik yapan sanığın, müteahhitlik işini yapmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı gözetilmeden, sanığın 6 ay süreyle inşaat mühendisliği ve müteahhitlik yapmaktan yasaklanmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır…”
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 30.06.2016 T., 2016/4573 E., 2016/7096 K.; “…Zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçlarını TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında aynı Kanun’un 53/5. maddesi uyarınca “cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına” karar verilmesi yerine, öngörülen yasaklamanın memuriyet görev ve yetkileriyle sınırlı tutularak, sadece “memuriyet görev ve yetkilerini kullanmaktan yasaklanmasına” şeklinde hükümler kurulması hukuka aykırıdır…”
Hukuk Desteği