Düşüncenin açıklanması olarak ortaya çıkan ifade özgürlüğü, insan haklarının başında gelir. Demokratik toplumun varlığı için ifade özgürlüğü olmazsa olmaz bir haktır. Düşünmek insanın iç dünyasıyla sınırlı bir faaliyettir. Bu faaliyet sonucu üretilen düşüncenin başkaları tarafından bilinmesi veya açıklanması, ifade özgürlüğüne bağlıdır. Burada bireyin düşüncesini açıklama özgürlüğü, kendini ifade etme ihtiyacı olan insan varlığı için önem arz etmektedir.
Bu açıklamalar söylev şeklinde olabileceği gibi yazı, resim vs. şeklinde de somutlaşabilir. İnsanlık tarihi boyunca özellikle yazının icadından sonra, iktidarlar ifade özgürlüğünü kısıtlamaya ve kendi denetimi altında tutmaya çalışmıştır. Buna karşılık düşünceyi başkasına aktarma ihtiyacı, bireyi ifade özgürlüğünü korumak amacıyla iktidarla karşı karşıya gelmeye itmiştir. Günümüzde demokratik toplumun temel taşlarından biri olan ifade özgürlüğü uluslararası alanda da korunmaktadır. Uluslararası alanda insan haklarını koruma altına almış sözleşmelerin en kapsamlısı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (“AİHS”)’dir. Üstelik AİHS’te Sözleşme’ye taraf devletlerin bu hakkı ihlal etmesi halinde, yaptırım uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu suretle insan hakları alanının uluslararası toplum düzeninde sadece devletin iç hukukuna bırakılmadığı görülmektedir.
İfade özgürlüğü, AİHS 10. maddede düzenlenmiştir. Madde metninde öncelikle herkesin ifade özgürlüğü hakkına sahip olduğu, bununla beraber bu hakkın kamu müdahalesi olmadan ve ülke sınırları gözetilmeden, kanaat özgürlüğünü, haber ve görüş alıp verme özgürlüğünü de kapsadığı açıklanmaktadır. Kamu müdahalesinin engellenmesi gerektiği maddede açıkça düzenlenmiştir. İktidarın ifade özgürlüğüne müdahalesi demokratik toplumun varlığını tehdit ettiğinden, söz konusu kısıtlamaların sınırlarının belirlenmesi önem arz etmektedir. Maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın kısıtlanmasının hangi sınırlar içinde mümkün olduğu ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Burada ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlanmanın ancak ve ancak yasayla öngörülmesi; demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olması ve meşru bir amacının olması gerektiği açıklanmıştır.
Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (“AİHM”) ifade özgürlüğü için “yalnızca lehte olduğu kabul edilen veya zararsız ya da ilgilenmeye değmez görülen bilgi veya düşünceler için değil, aynı zamanda devletin veya nüfusun bir bölümü için saldırgan, şok edici veya rahatsız edici bilgi ve düşünceler için de uygulanır.” demektedir. Buradan anlaşılmaktadır ki ifade özgürlüğü başkalarının saldırgan, şok edici ya da rahatsız edici olarak tanımladıkları düşüncelerin dahi açıklanmasını koruyan bir haktır.
Hukuk Desteği