Daha önceki bir yazımızda üst hakkının niteliği ve özelliklerinden bahsetmiştik (Bkz.ilgili yazımız…), bu yazımızda ise üst hakkının özel bir durumu olan üst hakkının süresinden önce arazi malikine devrini irdeleyeceğiz.
Üst hakkı, belirli bir süre için kurulan bir haktır. Bu sürenin azami sınırı 100 yıldır, 30 yıl ve üzeri süreyle düzenlenen üst hakkı ise bağımsız nitelik kazanır. Üst hakkı, sürenin bitimiyle sona erer ve üst hakkına konu olan taşınmaz, bütünleyici parça hükümlerince arazi malikine devrolunur ve aksi kararlaştırılmadıkça devredilen taşınmaz için bedel ödenmez.
Ancak, bazı özel durumlarda üst hakkının süresinden önce arazi malikine devri söz konusu olabilir. Bu özel durumlar, üst hakkı sözleşmesinde belirtilebileceği gibi, Türk Medeni Kanunu’nun (“TMK”) 831. maddesinde düzenlenen hallerde de arazi maliki tek taraflı talebiyle taşınmazın kendisine devredilmesini sağlayabilir.
İlgili maddeye göre “Üst hakkı sahibi, bu haktan doğan yetkilerinin sınırını ağır şekilde aşar veya sözleşmeden doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranırsa; malik, üst hakkının ona bağlı bütün hak ve yükümlülükleri ile birlikte süresinden önce kendisine devrini isteyebilir.”
Hükümden anlaşılacağı üzere üst hakkı sahibi, yetkilerinin sınırını ağır şekilde aşarsa veya sözleşmeye aykırı davranırsa, sözleşmede belirtilmese bile, arazi malikinin tek taraflı bir talebiyle taşınmazın kendisine devrini sağlaması mümkündür.
Ancak bu hakkın kullanımı TMK’nın 832. maddesinde açıkça belirtilmiştir: “Malik, üst hakkının devrini, kendisine geçecek yapılar için uygun bir bedel ödemek kaydıyla isteyebilir. Üst hakkı sahibinin kusuru, bedelin belirlenmesinde indirim sebebi olarak göz önüne alınabilir. Üst hakkının malike devri, bedelin ödenmesine veya güvence altına alınmış olmasına bağlıdır.”
Maddeden de açıkça anlaşılabileceği üzere, bu hakkın kullanımı uygun bir bedel ödenmesine bağlıdır, ancak üst hakkı sahibinin kusuru uyarınca bedel üzerinde indirime gidilebilmektedir.
Hukuk Desteği