Türk yargı sisteminde mahkemelerin yargılama sonucunda verebileceği kararlardan bir tanesi de “davanın usulden reddi” olarak ifade edilir. Davanın usulden reddi; dava şartı noksanlığının bulunması halinde mahkemenin vereceği bir karar türüdür. Dava şartları Hukuk Muhakemesi Kanunu (“HMK”) m.114’te düzenlenmiştir.
“Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması. (Hukuk mahkemelerinde göreve ilişkin yazımız için tıklayınız..)
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. 10894
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.”
Mahkeme HMK m.114’te sayılan dava şartlarının varlığını her zaman inceleyebilecek ve bu inceleme için taraflardan birinin istemde bulunmasına ihtiyaç duymayacaktır. Açıkçası hemen burada ifade etmek gerekir ki; mahkemeler usul ekonomisi ilkesi gereği, dava şartı eksikliğini tespit halinde hemen davanın usulden reddi yönünde karar vermezler. Eksikliğin tamamlanabilecek türden bir eksiklik olduğuna kanaat getirilmesi halinde, ilgili tarafa eksikliğin tamamlanması için kesin bir süre verilir ve bu süre sonucunda eksiklik tamamlanmaz ise davanın usulden reddine karar verilir.
Kimi zaman mahkemeler dava şartı noksanlığını tespit edemeyebilir ve hatta taraflar dava şartı noksanlığını ileri dahi sürmeyebilir. Bu durumda mahkeme; esasa girmeden davayı usulden reddetmesi gerekirken esasa girmiş olabilecektir. Böyle bir hal ortaya çıkarsa, mahkeme başlangıçta bulunan dava şartı noksanlığının sonradan giderildiğini tespit ettiği takdirde, davayı usulden reddetmeyecektir.
Dava şartı noksanlığı neticesinde mahkemelerin verdiği davanın usulden reddi kararı nihai karar olarak ifade edilir. Bu karara karşı kanun yollarına başvuru mümkün olacaktır. Fakat hemen belirtmek gerekir ki; bu karar sadece ilgili dava şartının noksanlığı hakkında kesin hüküm oluşturacaktır. Davacı, ilgili dava şartı noksanlığını sonradan tamamlayarak tekrardan aynı hak uğrunda dava açabilecek ve davalı da kesin hüküm itirazında bulunamayacaktır.
Hukuk Desteği