TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

Terk, bir eşin ortak hayattan ayrılması olup mutlak boşanma sebeplerinden birisidir. Terkin mutlak boşanma sebeplerinden birisi olması sebebiyle, hakimin terk yüzünden ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelip gelmediğini araştırması gerekmez. Terk sebebiyle boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nun (“TMK”) 164. maddesinde: ”Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya […]

Devamını Oku

MÜŞTEREK ÇOCUK VELAYET HAKKI OLMAYAN ANNE VEYA BABADA KALDIĞI MÜDDETÇE İŞTİRAK NAFAKASI ÖDENİR Mİ?

Anne ve baba çocuklarının bakımı, gözetimi, korunmaları ve eğitilmeleri ile ilgilenmekle yükümlüdürler. Çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi sorumluluğu, boşanma davası sonuçlandıktan sonra esas olarak velayet hakkı kendisine bırakılmış ebeveynin üzerinde toplanmaktadır. Bu anlamda iştirak nafakası ile velayet kendisine bırakılmamış anne/baba için dengeleyici bir yükümlülük doğmaktadır. Diğer taraf gücü oranında bir miktar iştirak nafakasını muhakkak ödemek zorundadır. […]

Devamını Oku

BOŞANMA DAVASINDA MADDİ MANEVİ TAZMİNAT

Boşanma davasında maddi tazminat kavramı eşin uğradığı maddi kaybı ve zararı içerirken, manevi tazminat kavramı ise duyulan acı, elem, keder gibi duyguları tam olarak karşılayamasa bile hafifletmek maksadıyla Türk Medeni Kanunu’nun (“TMK”) kusurlu eşe diğer eşin duygsal anlamda uğradığı zararın tazmin yükümlülüğünü ifade eder. Boşanma davalarında TMK uyarınca kusursuzluk aranmayıp, lehe tazminata hükmedilebilmesi için boşanma […]

Devamını Oku

 ZİNA EYLEMİNE KATILAN ÜÇÜNCÜ KİŞİYE KARŞI TAZMİNAT TALEBİ

Evlilik birliğinin kurulmasıyla birlikte bu birliğin sürekliliğini sağlamak asıl mesele haline gelir. Burada birliğin devamlılığını sağlayacak ilk kriter eşlerin birbirine sadakatidir. Özellikle Türk toplumunda, toplumun inanışları ile gelenek ve göreneklerinin sonucu olarak bir evlilikte sadakat yükümlülüğü çok daha önemli bir kriter olarak öne çıkar. Bu doğrultuda kanun koyucu anılan konuyu toplumun beklentilerini karşılayacak bir kanun […]

Devamını Oku

EŞİN EVE GİRMESİNİ ENGELLEMEK BOŞANMA SEBEBİ MİDİR?

Evlilik birliğinin korunması Türk Hukuku için oldukça önemli bir konudur. Bunun nedenlerinden biri ailenin toplumun en küçük yapı taşı olarak birarada tutulmasının sağlanması iken; diğeri ise toplumsal, kültürel yapımıza dayanmaktadır. Bu doğrultuda evliliğin yasal olarak bitirilmesinin şartları kanun koyucu tarafından düzenlenmiş ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) içerisinde ayrıntılı olarak hükme bağlanmıştır. Boşanmak isteyen […]

Devamını Oku

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KAPSAMINDA KADINA KARŞI ŞİDDET (II)

Aşağıdaki aktarımlarımız, “İstanbul Sözleşmesi Kapsamında Kadına Karşı Şiddet (I)” (Bkz. ilgili yazımız…) başlıklı yazımızda yer verdiklerimizin devamı özelliğindedir. İstanbul Sözleşmesi kadına karşı şiddeti önleyici politikalar konusunda da düzenlemeler içerir. Bunlar önleme (prevention), koruma (protection), kovuşturma (prosecution) ve mağdur destek mekanizmaları oluşturma politikaları (policy)’dır. Sözleşme metni ile birlikte kabul edilen ‘açıklayıcı kitapçık’ (Explanatory Report) Sözleşmeyi yazan […]

Devamını Oku

VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ

Boşanma davası sonucu velayetin eşlerden birine verilmiş olması, bundan sonraki süreçte velayetin aynı ebeveynde süresiz kalacağı anlamına gelmemektedir. Başka bir deyişle velayet hakkı sahibi değiştirilebilir. Bunun için velayetin değiştirilmesi davası açılmalıdır. Velayet hakkı sahibinin değiştirilmesini talep eden taraf şartların oluştuğunu ispatlamakla yükümlüdür. Burada velayet hakkını haiz ebeveynin velayet hakkını kötüye kullanıp kullanmadığı ya da çocuğun […]

Devamını Oku