TAHLİYE DAVALARINDA KİRALAYANIN KİRADA OTURMASI

Konut ve işyeri kiralarında kiralanan taşınmazın tahliyesi için yollardan ve kiracının tahliye sebeplerinden bahsetmiş (Lütfen Bkz…), kira sözleşmesinin gereksinim nedeniyle feshine ilişkin detaylı açıklamalara yer vermiştik (Lütfen Bkz…). Türk Borçlar Kanunu’nun 350/1. maddesine göre kiraya verenin; Kendisi Eşi Altsoyu Üstsoyu Kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu kişiler için ihtiyaç bulunması halinde kiraya veren kira sözleşmesini feshedebilecektir. […]

Devamını Oku

KİRACI VE KİRAYA VEREN ARASINDAKİ CEZA DOSYASININ KİRA SÖZLEŞMESİNE ETKİSİ

Bir önceki yazımızda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 316. maddesinden hareketle, kiracının kira sözleşmesini ihlal etmesi halinde sözleşmenin akıbetinin ne olacağı hususunda açıklamalarımıza yer vermiş, kiracı ve kiraya veren arasında fiziki yahut sözlü şiddet, ihtilaf, açılmış dava ya da soruşturma dosyaları olmasının Yargıtay uygulamasında madde 316 kapsamında değerlendirildiğini ve kira sözleşmesinin mehil verilmeksizin feshi ile […]

Devamını Oku

KİRA SÖZLEŞMESİNİN İHLALİ HALİNDE TAHLİYE ŞARTLARI

Kira sözleşmesinin kiracı tarafından ihlali halinde kiralananın tahliyesine ilişkin düzenleme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Özenle kullanma ve komşulara saygı gösterme borcu” başlıklı 316 maddesiyle yapılmış, ancak anılan maddede sözleşme ihlali konusu oldukça dar bir kapsamda ele alınmıştır. Maddenin birinci fıkrasında; “Kiracı, kiralananı, sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile […]

Devamını Oku

KİRA UYUŞMAZLIKLARINDA ZORUNLU ARABULUCULUK

5 Nisan 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 7445 Sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (“Kanun”) 37. madde hükmü uyarınca; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (“HUAK”) 18/A maddesinden sonra gelmek üzere; “18/B – (1) Aşağıdaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır: a) Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı […]

Devamını Oku

TAZMİNAT DAVALARINDA TAZMİNAT TUTARININ BELİRLENMESİ

Bilindiği üzere kişinin, uğramış olduğu haksız fiil nedeniyle zararının giderilmesi için yetkili ve görevli mahkeme nezdinde -kural olarak mağdur tarafından- açılan dava, tazminat davası olarak isimlendirilmektedir. Bu davanın içerisinde belirlenmesi gereken en önemli iki unsur, haksız fiil nedeniyle meydana gelen zarar oranı ve bu zarar karşısında hükmedilecek olan tazminat tutarıdır. Bir önceki yazımızda haksız fiil […]

Devamını Oku

RAPORLU GÜNLERDE ÇALIŞANIN ÜCRETİNDEN KESİNTİ YAPILABİLİR

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun madde 18/b; “Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla;  … b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 inci madde kapsamındaki sigortalılardan hastalık sigortasına tabi olanların hastalık sebebiyle iş göremezliğe uğraması halinde, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en […]

Devamını Oku

AHLAKA AYKIRI FİİLDEN DOĞAN SORUMLULUK

Türk Borçlar Hukuku kapsamında -diğer şartlar da sağlanmışsa- kural olarak kişi, hukuka aykırı bir şekilde meydana getirdiği fiilinden dolayı sorumludur. Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 49. maddesinin birinci fıkrasında “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, asıl olan kural hüküm altına alınırken; aynı maddenin ikinci fıkrasında “Zarar verici fiili […]

Devamını Oku