3 boyutlu (3D) yazıcılar ile dijital dosyadan 3 boyutlu nesne yazdırılırken katkı maddelerinin eklenmesiyle katı nesneler meydana getirilmektedir. 3D yazıcıların ortaya çıkışı yeni olmasa da, fiyatlarının düşmesi sebebiyle popülaritesi ve kullanımı oldukça artmış, kolayca ulaşılabilir bir hal almıştır. Özellikle sanayide, yedek parça, maket… üretiminde kullanılan 3D yazıcılar, tıp alanında da ortez ve protez üretiminde kullanılmaktadır. Ancak elbette kullanım alanında maddesel bir sınırlama bulunmamaktadır. Bu yazımızda niteliği itibariyle uyuşmazlık oluşturmaya oldukça açık olan 3D yazıcıları hukuki anlamda inceleyeceğiz.
Hukuki uyuşmazlık, ilk ihtimal olarak fikri mülkiyet hakkı ihlallerinde gündeme gelecektir. Patentli, endüstriyel tasarım tescilli … hak sahiplerinin/üreticilerin … korsan ürünlere karşı verdikleri mücadele, 3D yazıcılar nedeniyle yapılan üretimler sebebiyle daha da artırılmak durumunda kalacaktır. Teknolojik gelişim sayesinde yazıcıların evde bile kullanabilir hale gelmesi, bu kolaylık ve yaygınlaşma, çoğu zaman hak sahipleri tarafından sahteliğin önüne geçilmesi için gösterilecek çabaların sonuçsuz kalacağının işaretidir. Belirli standartlarda üretimi/dağıtımı yapılması gereken eserlerin, 3D yazıcılarda üretimi/basımı yapılırken bu standartların varlığı her zaman aran(a)mayacağından kalite bakımından üretilen parça değer kaybedecektir. Tersi bakımdan da, bu seri imalat şeklindeki kolay ve ucuz üretim kolaylığı eserin 3D yazıcıların hayatımıza girmesinden önceki hak sahipleri tarafından üretildiği orijinal şeklinin kıymetlenmesine ve fiyatının artmasına da hizmet edebilecektir.
Bir diğer sorun ise şudur: İzinli, ruhsatlı, belli denetim ve kontrollerden geçtikten sonra üretim izni alan belli başlı ürünler kolaylıkla imal edilebilir hale gelecektir. Bu başlı başına hukuki bir sorundur, zira söz konusu denetleme ve izin/ruhsat süreci kamunun hukuki menfaatinin korunması amacıyla düzenlenmiş prosedürler olup, hiçbirinin aranmadığı bir ortamda aynı işlevi taşıyan ürünlerin sirküle ediliyor olması kamu menfaatinin göz ardı edilmesi anlamını taşır. Bu durum ceza hukuku, çevre hukuku, idare hukuku, sağlık hukuku, … hemen her hukuk branşının ihlal ve ilgisi alanına girecektir. Hemen bir örnek vermek gerekirse; Mobil POS cihazlarının veya boy ATM’lerin 3D yazıcıyla üretilmiş kopyası olan vasıfsız taklit ürünlerle insanların banka hesabı ve kredi kart bilgileri ele geçirilebilir, birçok kişi kolaylıkla dolandırılabilir.
3D yazıcılar, bireysel silahlanma konusunda da korkutucu bir gelişme sergilemektedir zira; ateşli silahlar rahatlıkla üretilebilir hale gelmiştir. Kullanılan malzemeye göre özellikleri değişecek olup öldürücü, yaralayıcı, tehdit edici nitelikte kolaylıkla ve ucuza üretilen silahların kullanıcıların eline geçmesinde ruhsat koşulu da ortadan kalkınca bu denetimsiz ortamın yaratacağı suç sayısı ve suç aletine erişim kolaylığının korkunç sonuçları şimdiden tartışılır hale gelmiştir. Ancak bu hususta şu noktaya parmak basabiliriz ki; yasal önlemlerin yanı sıra 3D yazıcı üreticilerinin de teknolojinin kötü amaçlı kullanımını önlemeye yönelik yazılım geliştirme çabaları bulunmaktadır. Bu yazılımlar sayesinde zararlı imalatlara yönelik ürünler tespit edilerek üretimlerinin engellenmesi söz konusu olabilecektir.
3D yazıcıların son yılların en çok konuşulan buluşu olması nedeniyle, saydıklarımız dışında da çok geniş bir yelpazede türlü anlaşmazlıklar doğabilecektir. Örneğin; yapılan araştırmalar sonucunda 3D yazıcıların kullanımı anında sağlığa zararlı çok küçük parçacıkların havaya püskürtüldüğü ortaya çıkmıştır. Bu husus dahi kullanımla ilgili bir sınır çizilmesi gerektiğini göstermektedir.
Yürürlükteki yasalar ve mevcutla esasen genel hükümler kapsamında ortaya çıkabilecek hukuki ihtilaflar çözülebilecektir zira; özel düzenlemelerin olması problemlerin daha pratik, hızlı ve net bir şekilde sonuca ulaştırılmasında önem taşıyacaktır.
Hukuk Desteği