Asgari geçim indirimi (“AGİ”), işçilerin gelir vergisinden indirim tutarı olarak tanımlanmaktadır. Ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için %50′si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için %10′u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için %7,5 diğer çocuklar için %5′idir.
Sonuç olarak, 16 yaşından büyük çalışan bireyler için uygulama alanı bulan AGİ, kişilerin gelirlerinden asgari geçimlerini sağlayacak kadar olan miktarın düşülerek o bölümün vergi dışı bırakılmasıdır. Böylelikle kazanılan gelirin bir kısmı istisnaya tabi tutularak indirimden faydalanılmaktadır. AGİ her yıl hesaplanarak güncellenmektedir.
AGİ, Gelir Vergisi Kanunu’nun 32. maddesinde şöyle düzenlemektedir: “Ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanır. Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50’si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10’u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5, üçüncü çocuk için %10, diğer çocuklar için % 5’idir. Gelirin kısmî döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz. Asgari geçim indirimi, Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. maddesindeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın (%15) çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz. İndirimin uygulamasında “çocuk” tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, “eş” tabiri ise, aralarında yasal evlilik bağı bulunan kişileri ifade eder. İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği tarihteki medenî hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, yukarıdaki oranlara göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla, ücret geliri elde eden aile fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden yalnızca birisinin gelirine uygulanır. Boşananlar için indirim tutarının hesabında, nafakasını sağladıkları çocuk sayısı dikkate alınır. Ücretlerin vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra, varsa teşvik amaçlı diğer indirim ve istisnalar dikkate alınır. Bakanlar Kurulu, indirim konusu yapılacak toplam tutarın asgarî ücretin yıllık brüt tutarını aşmaması şartıyla ikinci fıkrada belirtilen asgarî geçim indirimi oranlarını artırmaya veya kanunî oranına kadar indirmeye yetkilidir. Asgarî geçim indiriminin uygulama dönemleri ve mahsup şekli ile diğer hususlara ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.“
AGİ tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği tarihteki medeni hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, ücret geliri elde eden aile fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden yalnızca birinin gelirine uygulanmaktadır. Boşanmış olan eşler için ise indirim tutarının hesabında, nafakasını sağladıkları çocuk sayıları dikkate alınmaktadır.
Bakanlar Kurulu, indirim uygulanacak toplam tutarın asgarî ücretin yıllık brüt tutarını aşmaması şartıyla asgarî geçim indirimi oranlarını artırmaya yahut kanunî oranına kadar indirmeye yetkilidir.
Konu ile ilgili birkaç Yargıtay kararı paylaşmak isteriz:
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2012/8530 K. 2012/7950 T. 12.3.2012: “… Kıdem ve ihbar tazminatının giydirilmiş ücretten, diğer işçilik alacaklarının ise çıplak ücretten hesaplanması gerekir. İşçiye ücreti dışında ödenen asgari geçim indirimi yasa ile getirilmiş olup, bireyin veya ailenin asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümünün toplam gelirden düşülerek vergi dışı bırakılmasıdır. Bu nedenle ücretin eki değildir. Ücret olarak nitelendirilemez ve tazminat ve işçilik alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez. Bilirkişi raporunda davacının kıdem ve ihbar tazminatı asgari geçim indirimi de dahil edilmiş ücretten hesaplanması hatalıdır. Davacının kıdem ve ihbar tazminatı asgari geçim indirimi dikkate alınmadan hesaplanıp belirlenmelidir...”
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2011/49459 K. 2011/45606 T. 28.11.2011: “…Kıdem ve ihbar tazminatının giydirilmiş ücretten, diğer işçilik alacaklarının ise çıplak ücretten hesaplanması gerekir. İşçiye ücreti dışında ödenen asgari geçim indirimi yasa ile getirilmiş olup, bireyin veya ailenin asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümünün toplam gelirden düşülerek vergi dışı bırakılmasıdır. Hükme esas bilirkişi raporunda davacının tazminat ve alacakları asgari geçim indirimi de dahil edilmiş ücretten hesaplanmıştır. Bu hesap tarzı hatalıdır. Davacının tazminat ve alacakları asgari geçim indirimi dikkate alınmadan hesaplanıp belirlenmelidir…”
Hukuk Desteği