Günümüzde dolandırıcılık suçu, bireylerin malvarlığını tehdit eden bir sorun olarak adeta çığ gibi büyükmektedir. Kişilerin tedbirli olmaya çalışmaları her ne kadar gerekmekte ise de tedbir, genellikle suçu önleyen bir unsur olamamaktadır.
Özellikle teknolojik gelişmeler suçun icrasını oldukça kolaylaştırmaktadır. Herkesin başına en az bir kere gelmiş olması ihtimal dahilinde olan kitle iletişim araçları vasıtasıyla kendini hakim, savcı, polis olarak tanıtıp bir hesap numarası verilmesi şeklindeki (telefon, bilgisayar..) eylemlerinin her biri dolandırma girişimlerine örneklerdir.
Türk Ceza Kanunu’nda (“TCK”) dolandırıclık suçu 157. maddede şu şekilde düzenlenmiştir: “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.”
Malvarlığına ilişkin her türlü değer, suçun konusunu oluşturabilecektir. Bu nev’ide suç, genellikle taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde işlenmektedir.
Dolandırıcılık suçu fail bakımından bir özellik göstermemektedir. Herhangi bir kimse bu suçun faili olabilir. Ancak TCK madde 158 hükmü gereğince suçun “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında, serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle” işlenmesi halinde verilecek ceza ağırlaştırılacaktır.
Genel kabul edilen usule göre sadece gerçek kişiler bu suçun mağduru olabileceklerdir lakin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu bir kararında tüzel kişinin de mağdur olabileceğine karar vermiştir.1
Söylemek isteriz ki; 157. maddeki “bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak” ifadesinden çıkarttığımız sonuç; malı zarar gören kişi ile aldatılan kişinin aynı olması gerekmemektedir.
Suçun oluşabilmesi için bir takım hileli davranışlar sonucunda ve aldanma neticesinde mağdur veya bir başkası zarar etmeli, fail veya bir başkası yarar sağlamalıdır. Esasen zarar, elde edilen yararın sonucu olmalıdır. Dolandırıcılık suçunda özellik taşıyan “hile” kavramını ise “Dolandırıcılık Suçunda Hile ve Aldatma” yazımızda inceleyebilirsiniz.
Nitelikli dolandırıcılık suçu için; (Lütfen bkz…)
1 “Olay tarihinden önce mağdur şirketler olan CSC O… Inc., C… S… C… ve C… S.A.şirketlerinin Türkiye’deki işlerini takip etme yetkisini mağdur E. S. İthalat ve İhracat Ticaret Limited Şirketi’ne verdikleri…”, Yarg. CGK. 09.03.2010, E.2009/109, K.2010/48
Hukuk Desteği