Esnaf ile tacir kavramları uygulamada çok sık karıştırılsa da çok farklı şekilde hukuken düzenlenmiştir. Esnaflık 507 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nda, tacirlik ise Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kişinin, esnaf veya tacir olmasına tanımlı kanunen değerlendirilmiş ayrı ayrı sonuçlar vardır.
Esnaf, Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3/A. Maddesinde: “İster gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler” olarak tanımlanır. Yasa maddesinden anlayabileceğimiz üzere bir işletmenin esnaf işletmesi sayılması için:
- Belirli meslek kollarından birine dahil olma
- Faaliyetini sermayesi ile birlikte ancak ağırlıklı olarak bedeni çalışmasına dayandırma
- Tacir niteliğini kazandıramayacak miktarda gelir elde etme şartlarını taşıması gerekir.
Tacir ise, Türk Ticaret Kanunu’nun 11.maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişi” olarak tanımlanmıştır, ticari işletme ise: “esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme” olarak söz konusu Kanun’da tanımlanmıştır. Bu noktada tacir ile esnafın ayırt ediciliğini sağlayan ilk etmenin “Bakanlar Kurulu’nca belirlenen sınırı aşacak ölçüde gelir sağlamayı hedef almak” olduğunu ifade edebiliriz. Söz konusu sınır her yıl Bakanlar Kurulu’nca yeniden belirlenir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise, önemli olanın gelir elde etme hedefi olmasıdır. Gelirin kazanılıp kazanılmadığına bakılmaz, amaçlanması yeterlidir.
İkinci bir husus ise, esnaflık yalnızca Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenmiş iş kollarında mümkündür, tacirlik bakımından ise böyle bir sınırlama bulunmamaktadır. Tacirler, esnaflık için belirlenmiş iş kollarında da ticari işletme sahibi olabilirler. Ayrıca, esnafın faaliyetini ekonomik sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayandırması gerekmektedir. Tacirin ise bedeni çalışma yükümlülüğü yoktur.
Hem tabi oldukları kanunlar, hem de vergi sorumlulukları farklı değerlendirildiğinden tacir ve esnaf ayrımının çok dikkatli yapılması gerekmektedir. Esnaf olmaya bağlanan sonuçlar (Bkz.İlgili yazımız…) ve tacir olmaya bağlanan sonuçlar (Bkz. İlgili yazımız…) büyük ölçüde ayrılmaktadır. Bu nedenle, eğer bir kişi hem esnaf hem de tacir olarak ilgili sicillere kayıt yaptırdıysa, başka bir deyişle “çifte kayıt” mevcutsa, Anlaşmazlıkları Çözme Komitesi mevcut işletmenin niteliklerini inceleyerek ticari işletme veya esnaf işletmesi olup olmadığına karar verir. Anlaşmazlıkları Çözme Komitesi’nin kararına göre, sicillerden bir tanesi terkin edilerek tek sicil kaydı bulunması sağlanır.
Hukuk Desteği