İrade bozukluklarından yanılmaya ilişkin yazılarımız için (Bkz…) (Bkz…) Bu yazımızda ise aldatma ve korkutma hallerinden bahsedeceğiz.
2. Aldatma (Hile)
Menfaat sağlamak amacıyla bir kimsede yanlış kanaatler uyandırarak onu aldatmak, gerçekte bilseydi yapmayacağı bir işlemi bu sayede yaptırmak olarak tanımlanabilmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 36. maddesinde “Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir. Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir.” denilerek düzenlenmiştir. Bir diğer irade bozukluğu hallerinden biri olan yanılmada olduğu gibi aldatmanın da esaslı olması aranmamaktadır.
3. Korkutma (İkrah)
Menfaat sağlamak amacıyla bir kimseyi içinde bulunduğu durum açısından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına veya malvarlığı haklarına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesi bulunduğuna inandırmak korkutma olarak tanımlanabilmektedir. Korkutma halinin irade bozukluğuna neden olabilmesi için, kişinin söz konusu tehlikeye inanmakta haklı olması gerekmektedir. Bir kimseden, bir hakkın ya da kanundan doğan yetkinin kullanılacağından bahisle korkutarak menfaat elde etmek de irade bozukluğuna yol açmaktadır.
TBK’nın 37. maddesinde “Taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir. Korkutan bir üçüncü kişi olup da diğer taraf korkutmayı bilmiyorsa veya bilecek durumda değilse, sözleşmeyle bağlı kalmak istemeyen korkutulan, hakkaniyet gerektiriyorsa, diğer tarafa tazminat ödemekle yükümlüdür.” denilerek düzenlenmiştir.
Yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle iradesi sakatlanan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği tarihten veya korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı tarihten itibaren 1 yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal hakkını kullanmalıdır. Aksi halde sözleşme onanmış sayılacak ve iptal imkanı ortadan kalkacaktır ancak iradesi sakatlanan tarafın bu durumda tazminat talep etme hakkı saklıdır.
Hukuk Desteği
Merhaba iyi günler 2ay önce bir trafik kazası geçirdik ve karşı tarafın ehliyeti yoktu bize aracımızın masrafını karşılayıp şikayetçi olmamamizi istediler bizde kabul ettik ve aracın masrafını aldığımızda dair bir sözleşme yaptık fakat kazada eşim ve kızım yaralandı bu sebeble karşı tarafın sigortasından tazminat hakkımız doğdu ama bize yapılan sözleşmede sigorta şirketinden ve karşı taraftan hiçbir hak talep etmiyeceğimize dair bir madde yazılmış biz bunu fark etmedik çünkü o esnada tedavi için uğraşıyordum zaten yapılan sözleşme kazanın hemen ertesi günü kafamız çok karışıktı bu sözleşmeyi iptal edebilirmiyiz desteğiniz için şimdiden teşekkürler