BİLİRKİŞİYE VE BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ

Bilirkişiler, yargılama esnasında ortaya çıkan ve çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde mahkeme tarafından başvurulan gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişileridir. Bilirkişilik kurumu; 3.11.2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlananarak yürürlüğe giren 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ile özel bir düzenlemeye kavuşmuş; bilirkişilerin görev tanımları, sorumlulukları ve nitelikleri ayrıntılı hükme bağlanmıştır.

Mahkemeler, yargılama sırasında çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişilere başvuracak ve başvurulan bilirkişiler verilen süreler içerisinde raporlarını tanzim edeceklerdir. Kanun koyucu bilirkişinin şahsında bulunması gereken nitelikleri Bilirkişilik Kanunu 10. maddesinde saymıştır. İlgili maddede aranan niteliklere sahip olmayan bilirkişilere, yargılama taraflarının itiraz etmesi gerekecektir. Uygulamadaki en önemli sıkıntılardan biri; Mahkemelerin, uzman olmayan bilirkişiye başvurmaları ve konusunda aslında uzman olmayan bilirkişi tarafından tanzim edilen rapora dayanarak hatalı kararlar tesis edilmesidir. Yargılama tarafları; konusunda uzman olmayan bilirkişinin şahsına itiraz edebilecektir. Bilirkişinin şahsına yönelik bir diğer önemli itiraz sebebi de bilirkişinin tarafsız olması gereğidir. Yargılama taraflarından biri ile tarafsızlığına gölge düşürecek bir ilişkisinin bulunması bilirkişinin şahsına yöneltilecek itiraz sebeplerindendir.  

Bilirkişi raporlarında yer alması gereken en temel nitelik; inceleme neticesinde varılan sonuçların gerekçelendirilmiş olmasıdır. Yargılama tarafları; tebliğ edilmiş bilirkişi raporunda ayrıntılı ve doyurucu gerekçelerin bulunmaması halinde bilirkişi raporuna itiraz etmelidirler.

Aşağıda bilirkişinin şahsına yönelik ve bilirkişi raporunun gerekçesiz olması nedenlerine dayalı itirazlar ile ilgili Yargıtay kararlarına yer vermekteyiz.

“… Sanıkların yetkilisi bulunduğu şirketin defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanıklara ait şirketin muhasebe kayıt ve defterleri ile gerekli belgelerin temini ile defterler üzerinde Ticaret, İcra ve İflas Hukuku Öğretim Üyesi ile Mali Müşavirden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yaptırılarak; TCK.nun 161, 162. maddelerinde sayılan eylem ve işlemlerin bulunup bulunmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanmadan, konusunda uzman olmayan bilirkişi heyetinden alınan mevcut bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi…” Yargıtay Kararı – 8. CD.. E. 2017/6369 K. 2017/14238 T. 13.12.2017

“…Somut olayda; dosyada bilirkişi olarak rapor tanzim eden bilirkişi …, İş Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında davacı işçi vekili olarak yer almış ve bilirkişilik yaptığı benzer başka dosyalarda bu durum bozma sebebi yapılmıştır. Buna göre, bilirkişinin tarafsızlığı ilkesi ile çelişen bir olgu ortaya çıkmış olup, Mahkemece diğer mahkemelerde de davalı … aleyhine davası olmayan davanın taraflarıyla ilişkisi bulunmayan bir bilirkişi seçilerek rapor alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir..”  Yargıtay Kararı – 22. HD E.2017/2956 K. 2017/4478 T. 02.03.2017

“… Davacı eldeki dava ile davalıların murisinin, sahibi oldukları hastanede 10 gün süre ile tedavi görmesine karşın bakiye tedavi bedelinin ödenmemesi nedeni ile davalılar hakkında başlatılan takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalılar; davanın reddini dilemiş; Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalıların murisine davacı tarafından verilen sağlık hizmetinin SGK’nın sorumluluğundaki acil sağlık hizmeti kapsamında olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; hükme esas alınan bilirkişi raporu gerekçesiz olup, hükme esas alınması mümkün olmadığı gibi davacının rapora itirazları da karşılanmamıştır. O halde, mahkemece, davacının itirazları da karşılanmak sureti ile nedenleri açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı ederek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…”  Yargıtay Kararı – 13 HD E. 2015/41793 K. 2018/3717 T. 29.3.2018

Bilirkişilik hakkındaki yazımızı buradan okuyabilirsiniz. (…Bkz)

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir