KORONA VİRÜSÜ (COVID-19) SALGINI NEDENİYLE BORCUN ÖDENEMEMESİ/HİZMETİN YERİNE GETİRİLEMEMESİ/İŞİN YAPILAMAMASI

Koronavirüs (covid-19) salgınının sözleşmeler ve hukuki ilişkiler üzerine etkisi ile ilgili olarak, Av. Sevcen CAN ile yaptığımız röportaj için; (Lütfen bkz…)

Tüm Dünya’yı etkisi altına alan korona virüsü salgını, son günlerde ülkemizde de olumsuz etkilerini göstermeye başlamış, birçok işyerinin faaliyetlerinin durdurulması ya da sınırlandırılması, yurtdışından gelen veya virüsten etkilenmiş birçok kişinin karantina altına alınması, 65 yaşın üstünde olan kişilerin sokağa çıkmasının sınırlandırılması gibi sosyal ve ekonomik hayatı derinden etkileyen tedbirlerin alınması söz konusu olmuştur. Bu durum bir işin yapılması, bir paranın ödenmesi, bir hizmetin verilmesi gibi çeşitli konularda sözleşmesel yükümlülük altına giren kişileri, bu yükümlülüklerini yerine getirmek noktasında zorluğa sevketmiş, birtakım olası hukuki sonuçlarla karşı karşıya bırakmıştır.

Bu yazımızda, korona virüsü salgını nedeniyle yerine getirilemeyecek borçların (sözleşmesel yükümlülüklerin) akıbetinden ve borçluların bir işin yapılması, bir paranın ödenmesi, bir hizmetin verilmesi gibi borçlarını yerine getirememeleri nedeniyle karşılaşacakları hukuki sonuçlardan bahsedeceğiz.

Önceki yazılarımızda ifa imkansızlığı hakkında genel açıklamalar yapmış (Lütfen bkz…), maddi imkansızlık, diğer bir deyişle mücbir sebep hallerinden (Lütfen bkz…) ve hukuki imkansızlık (Lütfen bkz…) hallerinden bahsetmiştik. Sözleşmesel bir borcun, korona virüsü salgını nedeniyle yerine getirilememesi durumunu, kimi hallerde mücbir sebep nedeniyle, kimi hallerde de hukuki sebepler nedeniyle borcun yerine getirilememesi olarak değerlendirmek mümkündür. Örneğin, salgın nedeniyle işleri durma noktasına gelmiş, siparişleri iptal edilmiş, hammadde temini imkansız hale gelmiş bir tacir için mal alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan “malları teslim” borcunun, mücbir sebep nedeniyle yerine getirilmesinin imkansız hale geldiği söylenebilir. Benzer şekilde, düğün salonu işleten bir tacirin ise, bu işyerlerinin İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan Genelge uyarınca, korona virüsü salgınıyla mücadele kapsamında uygulamaya sokulan tedbirler doğrultusunda kapatılmış olması sebebiyle, önceden rezervasyonu yapılmış bir hizmeti veremeyecek olması hukuki imkansızlığa dayalı bir imkansızlık olarak nitelendirilebilir.

Söz konusu imkansızlığın geçici nitelikte olması halinde, imkansızlığa neden olan sebep ortadan kalktıktan sonra, borcun yerine getirilmesi mümkün hale gelecek ve alacaklı borcun yerine getirilmesini talep etme veya sözleşmeden dönme hakkını kullanabilecektir. Geçici imkansızlık halinde; her ne kadar borcunu yerine getiremeyen borçlu temerrüde düşecek olsa da, mücbir sebep nedeniyle temerrüde düşmekte kusuru bulunmayacağından, alacaklının gecikme tazminatı talep etme hakkı olmayacaktır. Ancak para borçlarında faiz istenebilmesi için borçlunun kusuru gerekmediğinden borçlu, para borcunun ödenmesindeki gecikmeden dolayı faiz de ödemekle yükümlü olacaktır.

İmkansızlığın sürekli nitelikte olması halinde ise; borçlu, imkansızlığa yol açan nedenlerin ortaya çıkmasında kusuru bulunmayacağından borçtan kurtulacak, bir başka deyişle dar anlamda borç sona erecek, borç ilişkisi tasfiye ilişkisine dönüşecek, taraflar o zamana kadar birbirlerine vermiş oldukları para, mal vb. edimlerin iadesini talep edebilecektir.

Korona virüsü salgını nedeniyle işyeri kiralarının ödenememesine ilişkin yazımız için; (Lütfen bkz…)

Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir