KORONAVİRÜS (Covid-19) HASTALIĞININ TEDAVİSİNDE HASTANIN RIZASINI ALMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Hasta haklarına ilişkin olarak kapsamlı düzenlemelerin yapıldığı Hasta Hakları Yönetmeliğinin 22. maddesiyle, “Kanunda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, kimse, rızası olmaksızın ve verdiği rızaya uygun olmayan bir şekilde tıbbi ameliyeye tabi tutulamaz.” ve 24. maddesiyle “Tıbbi müdahalelerde hastanın rızası gerekir. Hasta küçük veya mahcur ise velisinden veya vasisinden izin alınır.” denmek suretiyle, bireylere, rıza göstermedikleri sürece herhangi bir tıbbi müdahalede bulunulması yasaklanmıştır. Hastanın rızasını alma yükümlülüğüne ilişkin detaylı yazımız için; (Lütfen bkz…)

Kural olarak, hastanın herhangi bir tıbbi müdahaleye tabi tutulduğu süreçte rızası aranırken, kanunlardan doğan birtakım istisnalar da mevcuttur. Bu yazımızda, koronavirüs salgınının tüm Dünya’yı etkisi altına aldığı son günlerde, virüse maruz kalmış ve tedavi altına alınmış hastalar açısından herhangi bir istasna bulunup bulunmadığını tartışacağız.

Tıbbi müdahale için hastanın rızasının aranmadığı durumlar istisnai olmakla birlikte, kamu sağlığının korunması amacını da taşıyan haller söz konusu ise, hekim; hastanın rızasını almaksızın tıbbi müdahalede bulunabilecektir. Bu istisnanın hukuki dayanağını Umumi Hıfzıssıha Kanunu’nda (“Kanun”) yer alan birtakım düzenlemeler oluşturmaktadır.

Kanun’un 57. maddesinde kamu sağlığını tehlikeye atan hastalıklar; kolera, veba, lekeli humma, karahumma, çiçek, difteri, kızıl, şarbon, dizanteri, kuduz vb. olarak sayılmış ve 72. maddesinde bu hastalıklara karşı alınacak tedbirler düzenlenmiştir. Buna göre, bu hastalıklardan birinin ortaya çıkması durumunda;

– Hasta olanların, hasta olduğundan şüphe edilenlerin veya hastalığı taşımak suretiyle yaydığı tespit edilenlerin karantina ve müşahade altına alınması,

– Hasta olanlara veya hastalığa maruz kalanlara gerekli serum ve aşı tedavilerinin uygulanması,

– Seyahat halinde bulunanların gerekli olduğu hallerde muayene edilmesi gibi tedbirler, hastanın rızasına ihtiyaç duyulmaksızın uygulanabilir.

İlgili maddede her ne kadar koronavirüs sayılmamış olsa da, korunan hukuki fayda ve Kanun’un amacı göz önünde bulundurulduğunda, koronavirüsün de kamu sağlığını tehlikeye atan, bulaşıcı bir hastalık ve hatta Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıkça deklare edilen bir salgın olduğu ve ilgili maddenin tatbikinde ele alınması gerektiği açık şekilde ifade edilebilir.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir