Hakkı olmayan yere tecavüz suçu Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) “Malvarlığına Karşı Suçlar” bölümünde madde 154’te yer almaktadır. İlgili suç, TCK madde 154’te“Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir. Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır. Kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını değiştiren kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, ilk fıkrada belirtilen suç bir kimsenin, başkasına ait taşınmaz malı ya da başkasına ait eklentileri malikmiş gibi tamamen ya da kısmen işgal etmesiyle, sınırlarını değiştirmesiyle ya da bozmasıyla oluşmaktadır. İkinci fıkradaki suç eskiden beri köy tüzel kişiliğine ait olduğunu bilerek ya da köylünün ortak yararı için terk edilmiş olduğunun farkında olarak maddede belirtilen mera, yol vs. gibi yerlerin işgal edilmesiyle oluşmaktadır. Üçüncü fıkradaki suç ise, kamu ya da özel kişilere ait suların mecrasının değiştirilmesiyle meydana gelmektedir. Bahsedilen maddenin ilk fıkrası (154/I) uzlaştırmaya tabidir.
“… Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre katılanın, sanığa ait taşınmazındaki su arkından yararlanmak talebiyle Asliye Hukuk Mahkemesine başvuruda bulunması üzerine, 28.12.2012 tarihinde “geçici su geçit hakkı” elde ettiği, ancak su geçit hakkına dair kararın suç tarihi itibariyle hükümsüz hale gelmesi üzerine, sanığın su arkına hayvan gübresi dökmek şeklinde gelişen eyleminin 154/3. maddesinde düzenlenen suların mecrasını değiştirme suçunun unsurlarını oluşturmayacağı gibi; tedbir kararından sonra 397. maddesi gereğince esas hakkında da yasal süre içerisinde dava açılmamış olması karşısında, tedbir kararına muhalefet suçunun unsurları da oluşmayacağı gözetilmeden, isnat edilen suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2016/8297 K.)
“… Yapılan keşif ve teknik bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın İğdir köyüne ait yola duvar yapmak suretiyle tecavüzde bulunduğunun tespit edilmesi karşısında; atılı suçun sabit olduğu gözetilmeden, mahkumiyeti yerine yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2014/18458 K.)
“… Oluşa, keşif, bilirkişi raporu, mahalli bilirkişilerin ve katılanın beyanı ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın köy yoluna tuvalet ve foseptik çukuru yapmak suretiyle tecavüz ettiğinin anlaşılması karşısında suçun sübut bulduğu gözetilmeden, sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2013/16839 K.)
“…Sanığın suça konu 727 parsel sayılı meranın 24 metrekarelik kısmına hayvan ağılı yapmak, etrafını çevirmek ve ağaç dikmek suretiyle tecavüzde bulunduğunun anlaşılması karşısında, atılı suçtan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2013/16801 K.)
Hukuk Desteği