MAHKEME DIŞINDA YAPILAN SULH

Medeni Usul Hukuku’na hâkim olan tasarruf ilkesine göre, özel hukuktan kaynaklanan bir uyuşmazlık ortaya çıktığında, uyuşmazlığın tarafları, uyuşmazlıkla ilgili tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Tasarruf ilkesine göre taraflar, uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyıp taşımamak konusunda serbest oldukları gibi, uyuşmazlığı sona erdirmek hususunda daserbestçe tasarrufta bulunabilirler. Tarafların uyuşmazlığı sona erdirmek konusunda tasarrufta bulunabilmelerine imkan sağlayan kurumlardan biri de “sulh” olarak düzenlenmiştir.

Davaya son veren sulh, tarafların karşılıklı fedakarlıkta bulunarak aralarındaki anlaşmazlığı çözdükleri, diğer bir ifadeyle, aralarındaki uyuşmazlığa kısmen veya tamamen son verdikleri bir sözleşme olarak tanımlanmıştır. Kanun koyucu; Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 313 “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir…”hükmüyle, mahkeme huzurunda yapılan sulhu düzenlemiş fakat mahkeme dışında yapılan sulhe ilişkin herhangi bir düzenlemeye gitmemiştir.

Mahkeme dışında yapılan sulh, tarafların aralarındaki uyuşmazlığa veya tereddütlü duruma son vermek amacıyla karşılıklı fedakarlıkta bulunmak suretiyle mahkeme dışında yaptıkları bir sözleşme olarak tanımlanacaktır.Mahkeme dışında yapılan sulhun esas amacı zaten taraflar arasındaki dava riskine son vermektir. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili henüz bir dava açılmadan yapılan mahkeme dışı sulh, tarafların arasındaki uyuşmazlığın yargılama makamlarına intikal etmesini önleyebilecek ve uyuşmazlıkların barışçıl yollarla çözümüne katkı sağlayacaktır.

Mahkeme dışında yapılan sulh sözleşmesine; niteliği itibariyle bir maddî hukuk sözleşmesi olduğu için,Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) hükümleri uygulanacaktır. TBK’da yer alan şekil serbestîsi ilkesi gereğince sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı değildir. Taraflarca herhangi bir şekil şartı öngörülmedikçe, mahkeme dışında yapılan sulh sözleşmesinin geçerli olabilmesi için belirli bir şekilde yapılması gerekmez. Ancak mahkeme dışında yapılan sulhun konusunu oluşturan hukukî ilişki herhangi bir şekle tabi ise, mahkeme dışında yapılan sulh sözleşmesinin geçerli olabilmesi için de bu şekil şartına uygun yapılması aranacaktır.

Mahkeme dışı sulh sözleşmesi tarafları, mahkeme dışında yaptıkları yazılı sulh sözleşmesini mahkemeye sunarlar ve sulhsözleşmesi duruşma tutanağına geçirilirse, mahkeme dışında yapılan sulh, hukuki niteliği itibariyle mahkeme huzurunda yapılan sulhe dönüşecektir.

Mahkeme dışında yapılan sulh, mahkeme huzurunda yapılan sulhe dönüştüğünde ise artık mahkeme huzurunda yapılan sulhun hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Buna göre; derdest dava sona erecek ve kesin hüküm etkisi gösterecektir.

Son olarak belirtmeliyiz ki, sulhle sona eren yargılama üzerine kanun yollarına başvurulamayacak ve aynı taraflar arasında, aynı konuda ve aynı sebebe dayanarak tekrar dava açılması mümkün olmayacaktır.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir