Suç işlediğine dair bünyesinde kuvvetli şüphe barındıran kişinin; delilleri karartması ve kaçmasını engellemek için sanık veya şüphelin cezaevinde tutulması şeklinde gerçekleştirilen güvenlik tedbiri, tutuklama olarak isimlendirilmektedir. Tutuklama hakkında detaylı bilgiye önceki yazımızda yer vermemiz nedeniyle, burada hatırlatma amacıyla sadece tanım bilgisini vermekle yetinmekteyiz. (Tutuklama hakkında detaylı bilgi için lütfen bakınız.)
Tutuklama, Sulh Ceza Mahkemesi tarafından kurulan bir hükümdür ve denetime tabidir. İlgililer tarafından karara itiraz yolu açıktır. Tutuklamaya itiraz yolu, takdir edileceği gibi belirli usul ve sürelere bağlıdır. İtiraz yoluna gidebilecek kişiler; sanık veya şüpheli, sanık veya şüphelin avukatı, sanık veya şüphelinin eşi ve varsa sanık veya şüphelinin avukatı olarak sıralanabilmektedir.
Tutuklamaya itiraz, belirtilen sürelerde yazılı veya sözlü olarak yapılabilmektedir. Tutuklamaya itiraz edilebilmesi için Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda (“CMK”) öngörülen süre, yedi gündür. Bu süre, tutuklanma tedbirini takip eden ikinci günde başlamaktadır. Başka bir deyişle; yedi günlük süreye, tutuklanma tedbirinin vuku bulduğu gün dahil edilmemektedir. Bu süre içerisinde, herhangi bir itiraz dilekçesi sunmayan ama itiraz etmek isteyen kişiler; ceza muhakemesi aşamalarında mahkeme her otuz günde bir re’sen (görevi gereği) tutuklamaya dair inceleme yaptığından, bu otuzar günlük dilimlerde itirazlarını usule uygun olarak ileri sürebilmektedir. Ayrıca itirazları reddedilen kişiler, tutukluluk sürecince otuz günlük dilimler içerisinde itirazlarını yenileyebilmektedir.
Önemle belirtmek gerekir ki; tutukluğun devamına karar verilmesi aşamasında, mahkeme re’sen tutukluluk unsurlarının hala mevcut olup olmadığını incelemek zorundadır. Yine belirttiğimiz kişiler; tutuklanmaya devam edilmesi için gösterilen gerekçelerde yetersizlik gördüğü ya da hiç inceleme yapılmadığını düşündüğü durumlarda, verilen uzatma kararına itiraz edebilmektedirler.
Son olarak tutukluluk süresi boyunca, tutuklu lehine sonuç doğuracak her gelişme ve delil mutlaka mahkemeye bildirilmelidir.
Hukuk Desteği