MURİS MUVAZAASI NEDENİYLE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI

Muris muvazaası, miras bırakan kişi ile işlemin diğer tarafı olan kişinin, mirasçılardan mal kaçırmak maksadıyla yaptıkları gizli anlaşma olarak tanımlanabilmektedir. Muris muvazaasından bahsedebilmek için muvazaalı işleme konu edilen malvarlığının tapuya kayıtlı bir taşınmaz olması, miras bırakanın görünürdeki işlemi yapmasındaki amacın mirasçısından mal kaçırmak olması ve aynı zamanda görünürdeki işlemle gerçek işlemin farklı olması gerekmektedir. Mirasbırakanın; çocuklarından mal kaçırmak amacıyla taşınmazını kardeşine bağışlaması, ancak bu işlemi tapuda satış şeklinde gerçekleştirerek, gerçekte mevcut olan bağışlama işlemini gizlemesi muris muvazaasına gösterilebilecek en tipik örnektir. Muris muvazaasına ilişkin daha detaylı bilgi için; (Lütfen bkz…)

Muris muvazaasına karşı açılabilecek dava, tapu iptal ve tescil davasıdır. Muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında ihtilafın çözümü için mahkeme, yasa ve yerleşik içtihatlar uyarınca pek çok kriteri göz önüne almaktadır. Bir sonraki yazımızda detaylı olarak bu kriterlerden bahsedeceğiz.

Muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının, aşağıda bir örneği alıntılanan Yargıtay içtihatları uyarınca tenkis davası yahut tazminat davası ile terditli şekilde açılabilmesi de mümkündür.

Yargıtay 1. HD 2020/3561 E., 2021/464 K., “…Eldeki davada, davacı taraf, dava dilekçesinde, miras payı oranında iptal tescil, olmazsa ehil bilirkişi marifetiyle ve yasal mevzuat gereğince taşınmazın değerinin tespiti ile miras payına isabet eden bedelin faiziyle birlikte tahsilini talep ederek davayı açmıştır. Dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin mahkemece yapılacak keşif sonucu alınacak bilirkişi raporuna bağlı olmakla dava değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafından belirlenmesi mümkün bulunmadığından davanın belirsiz alacak davası olarak açılması HMK 107. maddesine uygun düşmektedir…”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun T. 06.05.2015, E.2013/1-2302, K.2015/1313. sayılı kararında; “Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda zamanaşımının söz konusu olmadığı, işlemin muvazaalı olması durumunda üzerinden bir zaman geçmesi halinde geçerli hale gelmeyeceği ve herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği kuşkusuzdur.” şeklinde ifade edildiği üzere, muvazaa nedeniyle geçersiz olan bir sözleşme, belli bir zaman geçmesiyle geçerli hale gelmeyeceğine göre, muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davalarında zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı tartışmasızdır. Bu dava, saklı payı olup olmamasına bakılmaksızın tüm mirasçılar tarafından açılabilir. Tapu iptal ve tescil davasında yetkili ve görevli mahkeme, taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesidir.  

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir